O küçük bir kızken başladı hikaye. Belki de çok da küçük değildi. Açlık sınırındaki insanların başından akbaba eksik olmazdı bu ülkede. Ülkenin adı Zigor. Ülkedeki en güzel kızın adını vermişler. Orda güzellik göreceli değildir. Bu ülkede aşk hikayeleri yok efsaneler su ve yemek üzerine kurulu. İkisi de tanrıdan gelen, tanrının lütufları. Bunun için bedeller ödemeliler. Bereket mükemmel ve her şeye gücü yeten tanrının ancak yalvarılırsa verdiği şeylerin isminin bütünü.
Bu ülkede insanların aşık olmaya vakitleri yok ve zaten akıllarına da gelmiyor. Açlıkları da akıllarına gelmiyor hatta sıklıkla. İçe bükülmüş mideleri bile bedenlerin geri kalanından ayrı olarak devam ediyor dualar etmeye. Kimse yobaz değil çünkü herkes yobazsa kimseye yobaz denmez. Eğer sorgulanırsa bütün bu düzen, bereket kaçar. Susuzluk korkunç baş ağrısı yapar. Herkes bunun farkındadır daha doğrusu başka olasılıkların farkında değildir, inançsızlık beraberinde korkunçluğu getirir.
Sabahtan akşama kadar yağmur duası edilir bu ülkede. Başlarını gök(T)yüzüne kaldırmaktan boyunları tutuluyor ama alışkınlar zaten. Boyun ağrısıyla yaşayabilirler ama susuz olmaz. Senede 18 gün yağıyor yağmur. Amma güzel de yağıyor.
Her yerde her an yağmur başlayabilir diye kovalar var. Hoş, yağarken fark etmeme ya da uykudalarsa uyanmama gibi bir ihtimal yok. Günde 18 saat uyuyorlar yağmur yağarken uykusuz olmamış olsunlar, yapmaları gereken işleri (kovaları boşaltmak ve tekrar dolmalarını bekleyip tekrar boşaltmak ve bu sırada olabildiğince hızlı dualar etmek gibi) eksiksiz yapabilsinler diye. Bu 18 gün haricinde her gün tanrıya buldukları yiyecek ve suyun yarısını veriyorlar (18 yerine 19 gün yağmur yağsın diye 9 günlük su bırakıyorlar şehir merkezlerine)
Hayvanlar kesiliyor su ve yemek için.
Banyo yok.
Tabak çanak yok.
Tıraş olmak yok kıllar ve tüyler var.
Benlikler ve özler var ama pislikler de var.

Şükür ki ŞÜKÜR tuvalet ihtiyaçları yok. Çıkarmak için yiyecek olmadığı için.
Her 10 kişiden 9,5 u ölüyor. Etrafta yarım insanlar dolanır bu kokuşmuşlar ülkesinde.

Başlangıçta 1000 kişiydiler ve belki daha az. Şimdi kaç kişiler tanrı bilir. Bir dua da bunun için gelsin Zigor! Benim yerime de dua eder misin bana net rakamlar vermesiyle ilgili pazarlıklar yap onunla.

“Artık tuvalete gitmeliyim.”

Lütfen tanrım! Lütfen artık su göster bize ve tam sayılar da istiyoruz kaç kişi kaldığımızı bilmek istiyoruz. Bunlar tüm bunlar bizde sana armağan. Kabul et ve bize yüceliğini göster.

“Şunları da yiyeyim bari önce o zaman.”

Lütfen tanrım.

“Çatlamayın hadi tamam.”
*ÇİŞ SESİ*

TANRININ YÜCELİĞİ ÜZERİMİZDE! YÜCE TANRIM! ZİGOR! BULABİLDİĞİN BÜTÜN KOVALAR BUNLAR MI!?

Zigor: Anlamadım babacığım.
*Zigor O’ nun kulu ve elçisidir.*