*** (üç yıldız)
kırık dökük bir geçmişi taşıyorum benimle her yere kalbimin duvarlarına çarpa çarpa nasır tutmuş bir bavul elimde ruhu ağır çeken…
kapıdan gelen
aşağıdaki metin yazarın günlüklerinden çıkartılıp ikizi tarafından derlenmiş, kendisini anlamak isteyen okuruna sunulmuştur. insanın bulunan bir şey değil de aranan…
YAZAR: SADECE SERGİLENMEK İÇİN
bir vitrinde duran, ahşap tenli, eklemleri sıkıca birbirine tutturulmuş, elinde bir kalem olan figüre sabitleniyor gözlerimiz. onun manalı durmaya programlanmış…
gittiğinde lütfen o sandalyeyi kendinle birlikte alıp götürme
Sana anlatmam gereken bir hikaye var. Hayır, gitme, bekle. Lütfen. Seninle konuşmaya ihtiyacım var. Bak, oturman gereken yere bir sandalye…
ne deneme ne şiir
anlatacak bir hikayem veya yazacak bir şiirim olmadığıyla ilgili yazsam diye düşünüyorum bu seferki yazıyı. belki benimle aynı dili konuşanlar…
rüya avcısı
her çocuk, ergenliğinin ilk yılları gelmeden tanışır onunla. kimi zaman açık camdan gelen bir esinti, kimi zaman uykudan uyandıran bir…
aynalar koridoru
“Yaraların ışığın içeri girdiği yerdir. Seni acıtan, üzen, sende yara açan her şey aynı zamanda seni kutsar. Karanlık senin aydınlatıcı…
yananlar, kül olanlar ve geride kalanlar
Ağaçlar yanıyor gönlümün orta yerinde, Kelaynaklar bitmeyen bir göçün peşinde. Koşuyorum nereye koştuğumu bilmeden Bir evim var, olması gerek, ne…
alev almış bir aşığın şiiri
zaman zaman anlatacak hiçbir şeyim olmadığını düşünürüm. dünya üzerindeki tüm kelimeler nefes alan herkesin parmakları arasından kağıtlara dökülmüş, bana ise…