Kar beyazı örtüyü burnuna kadar indirdi kadın. Gözlerini açtığı an gürgen sütunları gördü. Burnuyla sütunlar arası aşağı yukarı 6 cm idi. “oh” dedi kadın. Neyse ki gürgenden yaptırmışlar. “Acaba mermere ne yazdırmışlardır?”  Renkli olmasını istediğini de unutmadıklarını umarak yattığı yerden doğruldu. Ohh bir de çınar dibi. Daha ne olsun. Mutlu oldu. “ruzgar estikçe dinlerim artık.” Tabii ki rüzgar estikçe dinleyecek, başka işi mi var…

“Sonunda o yorucu hayat sona erdi” dedi kadın. Artık anne, abla ya da en yakın arkadaş olmaması içini ferahlatmıştı. Sorumluluk yok, iş güç yok. Oh ne güzel. Çınarı dinledi.

Dinledi. Her rüzgar estiğinde heyecanlandı. Buna “huzur” dedi her seferinde.

Dinledi. Bütün gün çınar sesinde uyudu. Buna “rahatlık” dedi her uyanışında. İlk defa rahat olmuş gibi rahat hissettiğini söyledi kendine sürekli.

Dinledi. Her geleni izledi. mutsuzluklarını anlamsız ve değersiz buldu. “kıskançlık ve gösteriş” dedi her ağlayarak geçeni gördüğünde. Bu, şu an bulunduğu durum hayatın ta kendisi diye düşündü durdu. “yaşadığınız yer cehennem. Beni kıskanıyorsunuz hepinize kıskançlığınız fazla geliyor ve dayanamayıp ağlıyorsunuz!” diye bağırdı her ağlayarak gelene ve gidene.

Dördüncü gün dinlemedi. ”Cehenneme cennete bir bakayım, kimler nereleri kazanmış.

‘’Facebook var mıdır acaba buralarda nerden bulcam Gülseren Abla’yı?”

Birkaç saat uçtu gezindi. Uçmak hoş tabii. Bulutlara çıkmaya karar verdiğinde hava kararmıştı. Kapı falan bulamadı başta yükselmeye devam etti. Sol tarafta mavi (), sağ tarafta pembe (), tam karşısında da kırmızı üç kapı görene kadar yükseldi. İlginç geldi. “ulan” dedi “cinsiyetsiz tuvalet fikrine biz daha alışamadık bu tanrı cinsiyetsiz cennet cehennem mi yapmış? Kızlı erkekli mi? Peki herkes mi kabul? Yok artık. Mesela ben tanrı olsam transları almazdım buraya. Cehenneme bile almazdım sonsuza kadar insanların gözyaşlarını samimiyetsiz bularak çınar dinlesin onlar. Hani eşcinsellik günahtı? Hani yanacaklardı. E ben ondan eşcinsel olmadım. Gülseren Abla ya da boş değildim hani. Belki kızlı erkekli yanmak isteyenler buraya giriyodur. O da olabilir bak. Resmen ortam yapsın bu herifler diye araf açmışlar.” Kadın, kadın başına uğraşmak istemedi ve mavi kapıya daldı. Çikolata şelaleleri, birbirine üzüm yediren kadınlar, tablolar, kocaman kütüphaneler, ayılanlar, bayılanlar, uyuyanlar, uyananlar, horlayanlar, hortlayanlar, zortlayanlar her şey ve herkes. Herkes olmamalı ama?  Olsun bakalım, anlarız birazdan.

“Hoaydaaaaa! Osman Abi sen napıyon burda ya?”

“Huri seçmeye geldim yeğenim, sen ne zaman geldin?”

“Abi yeni ya daha kırkım çıkmadı.”

“Senin veletler nasıllar büyümüşlerdir görmeyeli. Neyse tadını çıkar.”

Peki huriler burdan seçiliyorsa neresi ki burası? Neresiyse nereysi derde bak bundan iyisi Şam’da kayısı.

İlk gün ortalıkta dolandı kitap falan okudu.

İkinci gün arkadaş edindi.

Üçüncü gün kırmızı kapı da Şam kayısısı var mıdır acaba diye düşündü.

Dördüncü gün kırmızı kapıyı aralayıp kafasını uzattı. İçerde bir gişe, birkaç koltuk, yatak ve bir de kantin var.

Biliyorum. Nerden mi? Çünkü ilahi bakış açısı. Neyse.

“pardon Şam kayısısı var mı?”

“ha?!”

“yok bi’ şey. Nere bura?”

“Araf. Biraz ilerde de cehennem var. Ama girmek için bir senelik abonelik ücreti ödemeniz lazım.”

Cehennemim kartını alıp şeytanlarla beraber sohbet ede ede içeri girdi kadın.

İçeri girdikçe yerin ısındığını fark edip hiç şaşırmıyordu. Cehenneme ulaşması çok da uzun sürmedi. Ne güzel de tasarlamışım ya yeri çok kolay, çok merkezi. Neyse.

Evet yerin ısınmasına hiç şaşırmadı ama manzara ondan o an bir parça aldı götürdü. Osman Abiler, huriler, sıcak havuzlar, kırmızı şaraplar… Enerji sıkıntısı olmadığı için her şeyin sıcağı var. Ben yaptım. Güzel yapmışım. Neyse.

“Hayatım boyunca buraya beleş girememek için mi çalıştım? Boşuna mı rüşvet almadım, boşuna mı hırsızlık yapmadım lan?! Bunlar burada bayağı keyifli. Sonsuza kadar gevşeme cezasına çarptırılmışlar bunlar herhalde!”

Al işte böyle çarparlar adamı ehe. Neyse.

Gördüğü ilk şeytana sordu kadın “Aga bu elemanların cezalı olması gerekmiyor mu?”

“Cezalılar, kadınları eğlendiriyorlar, çok çektirmişler zamanında. Bu grup full böyle.”