Modifiyeli şahinin arka koltuğunda oturmuş bi sike dokunmadan yaşayacağın günleri ve otuzlarında
bir kadını metresin yapmayı hayal ediyorsun. Ellerin kan ve ilik kokuyor. Bıktın bu işten, saatlerce
çalıştıktan sonra, hiçbir zaman sevemediğin bir kadınla aynı yatakta yatmak için
ve de yapacak başka bir işin olmadığı için, gönülsüzce eve gidiyorsun. Biraz televizyona bakıp ona
buna küfür edeceksin. Bir iki bira içip kadının yüzene bakmadan günü bitireceksin. Kadının gözlerine
bakmaktan ve delirmesinden korkuyorsun. Saklama, korkuyorsun!

Ustama benzememek için ödümü saklıyorum
Eğer satırım önceden açılmış bir yarığa gelirse kafam karışıyor
Ustama benzememek için bazen ustamı döverim
Eğer satırım kan isterse diye parmaklarım duruyor

Patrona zırh çekerken kaybettin iki parmağını. Kimse umursamadı, hatta güldüler. Yalandan doktora
götürüp iki gün izin verdiler. Sesin çıkmadı. Çocuğun okulu bitince rahatlayacağım sanıyorsun, sesin
çıkmıyor. Dinini siktiklerim kana doymuyor biliyorsun, sesin çıkmıyor. Çok bunaldın, kırk beş kilo
kaldın, sesin çıkmıyor. Gençken böyle değildin, harcardın rahatına dokunanı. Şimdi haftada bir rahat
rahat bir büyük devirebilmek için sesin çıkmıyor.

Kanın menşei var duymuşsunuzdur
Ben daha küçük bir çocukken, altıma işerken daha
Köle damgasıymış pis yüzümle hatırlarda
Ustam da köle damgasıdır elbet köyünde

Memleketin hiçbir yanında değerin yok. Memleketin her yanında boğuluyorsun. Bayraktaki kan
sadece şehitlerin değil, bu memlekette yaşamanın götünden aldığı kanlar da var. Kaçmamanın hilali
gırtlağına dayalı bir orak gibi. Yaşamın artık ölümün yavaşlatılmış hali gibi. Yaşanmasın istediğin anlar
da var, yaşamasın istediğin insanlar da.

Bazen unutuyorum bazı basit şeyleri
Bıçağı tutmayı mesela kemiği sıyırmayı
Kızıyorlar ama zor oluyor yaşamı seçmişken
Oturup bir birayla hayaller kurmak Kadıköy’ünde