dan_kedi_şan_larva_dedi_yor
durduramadığım cümlelerim var benim ateşin başında başımı ağrıtan sonu başından belli akışkan sıvısıyla kişi doğursadığım. sadığım. sandığım. korkuyla tutkunun kavgasında…
bu felaketi nasıl adlandırıyoruz bilmiyorum. acılar adlandırılabilir mi?
tw: deprem. devlet nerede? değil burada. belki iyi hissettirir: yas, isyan, dayanışma küçük kadrajlar, dar açılar, yakın çekimler uzak yaşam,…
seyirlediğim aynaların şiirleri
dünyayı tümlemeye yuvarladım yine yedi buçuk kadından oluşan bir orduyla aynaları dizdim ayaklarınızın altına kendi ölümünün üstünde yürüyenler anlamını bilmiyor…
acım: ağacım: savaşacağım
bir ağacın en tepedeki yaprağına uzanıyorum parmak uçlarımdan aldığım güç m’ler çizemiyor gökyüzüne çünkü diğer m’ler kazık gibi göğsümde bir…
çığlıklarla bölünen şiirdir
bazı geceler göğsümü delen kan çiçeklerini ellerimle ezmek isterdim, ellerimi kana bulamak değil. bir saç tutamının tutam oluşundan güç alarak…
mücadele umuttur
berke ve perit’e bizimsizlik ve biçimsizlikle mayalanmış geçmişin çarşafı amer-i-kan bezine dönüşmeye başlamıştır artık dönüşüm döşünden döğüşün döllerini döker…
aydınlanma çağı, rahimsans ve sokakform
şimşekle aydınlanan sokaklarda silah sesi zil sesi gibidir sokak için vazgeçilmezdir ölüm ve zulüm zalim dolu bu kentte ben seni…
savaş narası değil naralar savaşı
rent a car: renk katar ikinci el, üçüncü göz, dördüncü odacık kapısı kapanmayan şahin, kapıları koyu nefret rengi…
ultrason kağıtlarına verilmiş ültimatomlar
kenetlenen kanatlardan koparak süzülüşüm kaçıncı beni yaratıyor farkında değilim çıkacak bir çığır arıyorum, üç katman tortulanıyor üstüme bir doğum lekem…