Kuru sözcüklerin armonik analizi yapılırken orada olmasa gerek tanrı,
Müzik ki ne yüce şeydir o!
Yalnız tanrıya adandığı zamanlar
Döngüsel bir yok oluşun içinde savrulmadan devam eder yoluna.
Yaşananlar bir şişe sevda sarhoşluğunda
Yarım kadans misali havada kalır
Tınlamaya devam eder tamamlanmamışlığı kulaklarda.
Saat başındaki bir aşka akrep geç kalırsa
Yelkovan koşar bir sonraki ana
Dünü olmayan bir sabahın kızıl gökyüzüne uyanırken,
Senden kalan ne varsa karışır geçmiş zamana.
Antik Yunan ideali yerini Barok Dönem tanrısallığına bırakır
Sonrası
Hümanizm sancıları,
Devrim, romantizm, soyutluk
Bir müziği olmalıydı gecenin,
Tam o zamanlarda
Chopin hep var olmalıydı,
‘’Nocturne’’ler çalmalıydı tan ağardığında.
Nesnelerin dünyasında müziğin soyut formlarını arar aşkın yoksulluğu
Şiir olmak için sözcüklere ihtiyaç duymaz anılar
Bahar gelir,
Bahar geçer
Yalnızlığı kalır çiçek açmamış ağaçların
Gecenin karanlığında.
Daha erkenmiş diye yaşanamayanları,
Zamana bırakılanları,
Geç kalınanları bırak.
Saat epey geç oldu.
Bir ip sallanır duvardan umutlarıma,
İçimde sana dair ne varsa intihara kalkışır.
Müzik ki ne yüce şeydir o!
Aşkın olmadığı bir başka evrende
Tanrı, bedene
Müzik, yalnızlığın yorgun alfabesine karışır.