Seherin matemi gözlerine yuva kurmuş sevgilim

görmedin mi, az evvel mehtap geldi

ellerine bulaşan buhrana artık kulak vermelisin

bilmez misin, senin en müthiş buhranın benim?

 

ellerimi affetmelisin, inan engel olamadım

kalbine doluşan kedere dokunmak istediler

yaralarına dikiş atmalıydı birileri

birilerini ben sandılar, anlatamadım 

 

belki de biz, bu yaralarımızı tokuşturmalı,

tadında seni arayıp bulamadığım şaraplara saymalıydık

acıların karışmadığı bir mahzende, geçmişin görmediği

yarınların bilmediği, benden başka uğrayanı olmayan 

 

ve sen sustukça yıllanan 

 

zaten, sendeki şu sessizlik, 

henüz harfleri öğrenememiş bir çocuk gibi.

senin çocukluğun, 

benim yalnızlığımın kırdığı yere saçılan kırmızı kadehi