Aram pek iyi değil kelebek ve tırtıllarla, bozuldu anlaşma. Tilkilerle ve domuzlarla yapıyorum artık kahvaltılarımı, bol bol altın suyu içiyoruz birlikte. Yaşamımızı sonlandıracağız, bir peygamberdevesine dönüştüğümüz zaman. Zaten bir dışkı yemediğimiz kaldı kazandıklarımızı, bize verilen kazandıklarımızı muhafaza etme uğruna. Biliyor musun son aşamaymış, evrimimizi tamamlayacakmışız bu son aşamayla. Peder Bey müjdeyi verdiğinde ne kadar sevindik bilemezsin, seni de aramızda görmekten büyük bir mutluluk duyarız. Çoğaldıkça güçleneceğimiz söyleniyor, fakat herkesi de aramıza almamalıymışız. İçecek kan bulamazsa nasıl yaşar ki vampirler. Sana hesap yapmanda biraz yardımcı olayım, iyice hesaplamazsan kazanamazsın.
Bir evde iki tane elektrikli süpürge olur mu? Olmaz, işte o yüzden sen de boşlukları tamamlayacaksın sayın elektrikli süpürge. Dut yaprağı ve çiçek nektarıyla beslemeli, beslemeli ki dolgunlaşıp dişe gelsinler. Ömürleri uzasın diye şifa evleri kurdurtuyor Peder Bey, onlar ne kadar yaşarsa bizim de koltuğumuz bir o kadar yumuşak olurmuş. Fakat sakın beslemeyi unutma, yemek parası yerine yemeklerini de sen seçsen daha bir yararlı olursun. Neden mi? Düşünmesinler yavrucuğum, düşünmesinler. O sonraki hamlelerden biri, illa ona da sıra gelecek, tabii herkes için olmasa da. Kapıyı ince bir hüzme girecek kadar açık bırakacaksın zamanı geldiğinde. Gözlerdeki minnet duygusuna şahit olduğunda anlayacaksın başarmanın eşiğinde olduğunu, bu seni daha da kamçılasın. Zaten kazandıkça daha çok kazanmak isteyeceksin, terazinde mantık hep üste çıkmaya başlayacak. En ama en önemli nokta stabil tutup durumunu muhafaza etmendir. Vücudunun dengesi alt üst, buna da alışman zor olacak. Fakat korkma! Kendini ve türlerini memnun etmen her şeyden daha mühim. Kendi türünün olabildiğince çoğaldığından emin ol, doğum kontrolüne izin vermemeni tavsiye ederim. Bütün bunları nereden mi öğrendim? Peder Bey beni yetiştiriyor, tek de değilim üstelik. Dediğine göre hepimiz farklı seçenekler olacağımızdan yine kazanan biz olacakmışız. Şeytanın aklına gelmez valla bunu yapmak. Bize tüm bu olanakları sağladığı ve bizi arasına almayı teklif ettiği için ona minnettarım açıkçası. Gözde öğrencisi olmak için elimden geleni yapıyorum, geçen gün beni diğerlerinden farklı gördüğünü söyleyince ne kadar sevindim anlatamam. Birkaç kişiye daha böyle söylüyormuş, kahvehanede bazı patavatsız pazarcıların ‘kim Peder Bey tarafından daha çok seviliyor’ şeklinde kavga ettiklerine şahit oldum. Fakat benim Peder Bey’e olan güvenim ve inancım tamdır, hem gözlerinden belli bana olan sevgisi. Sevgisini bana uyguladığı ayrıcalıklarla her geçen gün biraz daha belli ediyor. Kasabada Peder Bey’in kötü emelleri olduğuna, bizi kullandığına ve bunların hepsini kendi iyiliği için yaptığına dair, kimisi de anlamadığım kelimelerden oluşan çeşitli söylentiler çıkıyor. Onlar adına çok üzülüyorum doğrusu. Peder Bey gibi güçlü, kuvvetli, karizmatik bir adam tarafından sevilmedikleri için her gece ağlıyor ve sonra da o kıskançlık kokan zehirlerini gazete sayfalarına akıtıyor olmalılar. Aralarında bazı eski dostlarım da bulunmakta, onları ‘umarım siz de bir gün Peder Bey tarafından sevilirsiniz’ diye teselli ediyorum. Hayıflanmalarını görmezden geliyorum. Kokuşmuş biyolojilerinin gözünü seveyim, ah o olmasa ne yapardık biz. Belki aç kalmazdık, belki kimse aç kalmazdı ama bu zenginliği yaşayabilir miydik? Asla.
Gökten besin yağmıyor ki. Zor zamandayız, çok zor zamanda. Herkes kendini düşünmeli bu zamanda, öyle diyor Peder Bey. Bizi ve bizden olanları düşünmeliymiş, e tabii bir de Peder Bey’i. O olmasa ne yapar, ne yer ne içeriz biz.