Tarafımdan sevgilere ruhum kopar inceldiğinden
Sende unuttuğum her şey buğusundan kalbimde
Bakışınla baş harfini yazar kazara.
Bana bir göz kırpışı bahşet geçtiğim yollarda
Adını bilmediğim her şeyin dili ol sessiz
İdrağını fısıldayışınla uyut geçmişimi kendine
Öyle bir anla ki beni tanımasınlar
Kurmaca imajını dişimde mayalayıp
Yatmadan önce yastığının altında gerçekleşeyim.
Oysa hiç utanılmamış gibi var olmam
Yediğim şeyleri doğurduğum nesle aktarıyorum
Yalanları unutturmadan şakağından sökülüyorum
Küçücük evlerde sıcak leğenlere dolup
Taşıyorum oğlumun bir başkasını sevmesinden.
Tenim delik deşik olup
Gecedeki hayaller nüfuz edince kasıklarıma
Bir kelime ne kadar uzak oluyor kandan
Tıpkı memelerini saklayan avuçlar gibi
Kendini aklayan bir kraliçenin bahçıvanlığı
Duaya niyetlenmişlerin vücuda direttikleri gibi.
Ben Rousseau’nun düşüyüm
Ben resimdeki ressamın uzak bakışıyım
Yediği boyaları sindirmiş geleceğim
Tüm mühendislerin kuyruk sokumunda
Bahşettiklerini reddeden
Yeşil yeşil kaybolan görüntünüm altında.