–Gecenin kör karanlığı ya da sabahın apaydınlığı.
“Tüm zamanlar farketmeden varolma telaşı büyür her yeni günle”
Aşkla kalkılır nefretle yatılır ölüm düşlenir, ille de yaşamak için savaşılır.
Gözlerden bakışlara ordan anlamlara sürüklenir akıllar, ille de kelimelerde buluşur yaşamlar. Yeşeren her ağaçtan mutlu olunur, geçen her saniyeye küfürler savrulur. Bir dinlenir bin söylenir ama ille de altındır sükut. Rüzgar dağlardan essin istenir düzlükler serbest, ille de berrak hayatlar yaşanır.
-Hayallerde.
Kadehler özgürlüğe kalkar şarap şişeleri denizlere hapsedilir, ille de ayıktır herkes ayakta. Yeşillikler istenir; bir fidan dikilir bin ağaç yakılır ille de anılarını ister herkes.
-Zaman ormanında.
Yağmur duaları dünyanın her yerinden şahlanır, ille de çöllerde gezer ruhlar.
-Sessizlik içinde ölüp gitmiş bedenlerin kumlar içinden duyulur kokusu.
Kuşlara övgülerin döşendiği dünya kurulur, ille de kanadı kırılır her altı yaşında çocuğun.
Mutlak çocukluk hayalidir mutluluk, yaşam boyu kovalarken ayaklar dolanır ille de yirmi altı yaşında.
Güneş içleri ısıtsın diye beklenir kıyılarca, ille de her ay Marttır.
-Ayın parlaklığında.
Bulutlardan medet umulur vicdanların kupkuru olduğu mecrada. İlle de boğazlar düğümlenir bir yudum merhamette.
Elbiseler dikilir kumaşlar tükenircesine ille de çıplaklık modadır.
-İnsanlık bağlamında.
Herkes eşit, saygı akar damarlardan ille de öfke dolu cinayetler süsler kırk altı yaşlarını. Geleceğe erişmek ister eller, ille de kahrolsun geçmiş.
Şarkılar yazılır dans edilir, ille de sonsuzluktur çağrı. Her şeyden çok hatırlanılmak ister yürekler, ille de yapayalnız ölürken.
Yıldızlar sönmez, güneş gitmez ve ay hiç durmaz ille de bu Sema batar karanlığa.
Dudaklar öpülmek için kor ama ille de çatlar her çizgi.
-Kör kışta.
Bugünler geçer, yarınlar gelir ille de perişan bu hayat.