İnsanin ne b*k olduğunu biliyoruz. Biliyoruz tabi. Hatta belki bunu kendi hayatlarımızda yaptığımız şeylere gerekçe olarak görüyor da olabiliriz. Aman zaten bu bir natür meselesi tatlım. Öyle evet doğru. Şimdi burda “anı yaşa” nutku çekmeyeceğim onu belki sonra yaparım. Aklımı kurcalayan şey sanal gerçeklik gözlükleri.
Küçük bebeklere “r” yi söyletmeye çalışan ailelerden haberdarız. Gerek var mı? Zaten çocuk hayatının geri kalanında “hayıy” degil “hayır” diyecek.
Küçük çocukların büyümeye çalışmalarına teşvik etmek de ayrı konu. Zaten büyüyor ne heveslendiriyorsun. “Büyüsün de yemekleri o yapsın” hayır o çocuk olsun ve bundan mutlu olsun önce.
En çok da onlara sanal gerçeklik gözlüğü takılmasını onaylamıyorum. Sanal gerçeklik gözlüklerini aslında tamamiyle onaylamıyorum HEPSİNİ İMHA EDELİM! O biraz sıkar. Ama keşke.
Sanal gerçeklik konusu. Evet. En çok da çocukların gerçeği görmeleri lazim. OPTİK GÖZLÜKLERİ YERİM! Sanaldan en çok çocukları uzak tutmak lazım. Okumayı telefondan öğrenen bir nesille yaşıyoruz. Kitapların küf kokusunun astım yaptığı KÜLLİYEN yalan YALAN. Öyle olmasa bile radyasyonu mu tercih ediyorsun? Çocugun için? Eğer öyleyse I’ LL KILL MYSELF!
Nasıl olsa kısa zaman sonra gerçek gösterilemeyecek kadar çirkin olacak, o gözlükler çıkarılamayacak ya da elektronik hariç somut olan her şey yakılacak yıkılacak soğurulacak yenecek aman allah. Yakın geleceğin ve şimdinin anne ve babalarına sesleniyorum. GÖZLÜK ALIMINI DURDURDURDUR VE HEPSİNİ İMHA ETMEME YARDIM ET. İki elin nesi var? 10 parmağından başka bi’ seyi yok.