“şiirbaz adam konuştu”

 

yalınayak gökler geziyorum

biz’ce yaşamayı hakim kılmak esastır!

                                               diyorum,

yüzyıllık bir başkumandan edasıyla,

aşka özgürlüğünü bahşederek.

sonra;

sonra,

seni düşünüyorum, kitaplar anlam kazanıyor

seni düşünüyorum, şiirler var oluyor

seni düşünüyorum, sevmek için.yine.

 

“üzeri örtülü bilinçaltım kalemler yutuyor”

 

eski bir filozof hiç tanrısını hapsediyor

tebaası tarafından katledilmiş hükümdarın intikam çığlıkları titretiyor cehenneti

uçsuz bucaksız göklerin merhametsiz tanrısı

sana aşık oluyor, tanrıçalar durumdan rahatsız

savaşlar çıkıyor,

              tanrılar ölümsüz,

                          çocuklar ölümlü.

yaşayan birisi için çok anlam ifade etmez!

 

“bazı anlarda bilinçüstüm üstün geliyor”

 

savaşlar bitiyor, kendimle çelişiyorum

seni seviyorum, kızıl akşamüstü denizlerinde

eski tek tanrı gibi

dünyalar yaratıyorum, gözlerinden.

sorular tükenmiyor, kavgam devam ediyor,

yorgun ruhumun aciz aşkıyla

 

“yeryüzünde, diyorum,

birbirleri için yaşamayı öğrenmeli insanlar!”

 

bir ikindi tanrısıyla sohbetinden tanırım onu

silahlar kuşanmış gençlerin anıtları önlerinde

aşka vakitleri kalmamış,

galatadaki bir müslümanın yahudi kilisesinde

idam mahkumuydular o esrik semtlerde

ölmek’çin gençtiler.

kanları deli, kavgaları bitik, konuştukları kadar

belki o kadar bile tanımadım.

 

“yiterken ölümden korkup ölmek için yaşayanlar,

ölüm bilinçli konuştu,

ölmek onursuz bir eylemdir!”