hayalperestlik duygusallık kırılganlık
her günümün özeti ya da ideal
bir tek molalarda kainat, kötümserlikler
ve hayat üzerine düşünmek imkanı
buluyorum hiçbir felsefi akıma
ihtiyaç duymadan
insanlar düşüncelerini filozoflarla
nasıl ortaklaştırabiliyorlar insanlar
büyük isimlerle
bir anılmak tanim tina etmiyorlar, niye
bir durup düşünmüyorlar duvar dibine çöküp
bir öyküyü ithaf ederken hangi cümlelerine
kim
bi(li)r kimin gönlüyüreği düşecek kim
hatalarından ders çıkarmayı
bir marifet sayacak?
kendi kafasında belirli senaryolar uydurmak
kendi sokaklarında
hediye edilen kalemle yazmış
sol kolundan başlamış liseden alışkanlık
kağıt aramazdan önce bileğini sıyırır hep
onun da hikayesi anlatılır mı
dayanak olmanın bir sınırı var mı
önceki yazdıklarım neden sonrakinden daha iyi
neden hiçbir mitik öge barındırmıyorum
durup düşünüyorum bir duvarın dibine çöküp
muhtemelen kafamın üstünde bir yerlerde
çukur sembolü olan bir duvar bu
kendi sokaklarımda, gerine gerine yürüdüğüm
kasıla kasıla arşınladığım kaldırımlarını
yoldan yürüdüğümde arabaların
korna çalamadığı
sırasını beklediği ve ya sabır çekemediği
götü yere yakından korkulur diye
seyir halindeyken neredeyse tamamı
yere sürtünen o arabalar, ağırlıktan değil
araba berberlerindeki kesim modellerinden biri
duygusallık, kırılganlık
açlıktan çıkmış gibi → kalemle kağıdı
buluşturunca
çirkin yazısıyla neşrederken
kafası da ritme uyuyor
içindeki / bulabildiği h e r y e r e yazıyor
filmlerdeki gibi ama gerçek
mesela genelev günlüklerini
anı diye yayınlamayan kadın da yazar
onun da hikayesi anlatılacak ve
dayanak olma gayesi
birçok açıdan duygusallığın ötelenmesini
gerektiriyor birçok açıdan
haftaiçi tatili olan insanların
duygu referanslı dert tarifleri yaptığına
ve 2009’daki günlük rutinlerinde
pembe dizilerin yer aldığına imanımız tam
ama şiirlerde ne işi olduğu sorgulanır bunların
ben bir şiirsem / ki değilim yani velev ki
kendimden başkası’ysam
önce çok üzülür belki ağlarım ama
yaşadığım çeşitli uyumsuzlukları
şiirde yer almamalı zırvalarıyla açıklayabilirim
bu da acımı hafifletir.
kırılganlık
yani çok eksildik
hayal kurmasak da
duygu tatmasak da
en duygusuz olsak da
kırılganlık var ve suç hala
kendi sokaklarından çıkmayı reddedenler için
diğerlerininse her şeyleri gibi
buyu da estetize edilmiş
kısa ve ufak bir şey gibi bu biraz
ama tam emin de olamıyorum.