Miskin bir uygarlığın bozuk son parçalarını da üzerimden atıyorum

(Atamıyorum, miskini çizip uyuşuk yazın)

Şatarabanın ölüsü kemanların elinde

Seccadeler hallelujah bodrumlarda çürüyor

Ve ben, en modern idemle, modernitede elini tutup öpüyorum

Usulca öpüyorum ve kulağına fısıldıyorum ki

Bak tarihin bu döneminde yeniden doğuyoruz seninle

Kızımız Virgil’den dizeler okuyor

 

Je t’aime bebeğim çünkü bu bir kültür savaşıdır

Bombaların arasından Rinascimento Italiano doğmaz

Şeriatla bir arada duran bozuk mideler hümanizma kusar ansızın

Ama sakın “sen bunları nasıl bilebilirsin?” diye sorma bana

Humeyni posteriyle dart oynadım ben yıllarca

El Nusra’daki sakalların mücahit değil menenjit olduğunu gördüm

İşte ondandır yılan gibi söküp attım ölü kimliğimi

Louvre a en yakın bibliyotekte sabahladım değişmek için

(Bibliyotek, atabiliyor muyum yoksa?)

Sana “gözlerini aç” diyebilmek için yıllar verdim

Gözlerini aç sevgilim

Artık dedelerimizin mezar taşında postmodern şiirler okuyoruz

Oğlumuz okulda Aristophanes oynuyor

 

Mi amas vin bebeğim çünkü bir hayalimiz var

Yarın sabah köle olarak uyanmayacağız

Kuru kemiklerimiz için kuru ekmek atıp kahramancılık oynamayacaklar

Gelişmek sonranın farkında olmaktır,

Gelişmek edilgen çizgilerini kırıp yaratmayı bulmaktır sevgilim

Bataklıktaki sinekleri görüyor musun?

Şimdi gördüğün her şeyi unut

Farklı bir coğrafya yarattığımızda kelebek olacağız