Yeni bir başlangıca Merhaba! 

Kim derdi ki 16 yıl aradan sonra kağıdın başına oturup kelimelere can vereceğini Narcissus. 

Işıltılı bir sabaha uyandın yorgun rüyaların ardından. Hayaller, arzular ve özlemler su yüzüne çıkarken düşlerde birden sabah oldu yine aynı yarım kalmışlıkla. Yürüyecek derman yokken ayaklarında nerden geldi bu kaleme sarılma heyecanı? 

Aradan tam 12 sene geçmiş küçük bir umuda bağlanmanın üzerinden. Bir umut ki ne başlangıcı var ne sonu, sadece küçük bir kıvılcım. Birden sönüverdi özensiz birkaç cümleyle. 

Şimdi bunca zaman aradan sonra neden bu dönüş, hiç çıkılmamış bu yolculuk? Üzerine iki satır yazmaya gerek var mı, onu da bilmiyorsun Narcissus. Bir bildiğin var, her karanlığın ardından bir aydınlık mutlaka olacak, aksi imkansız, kıyamet gününü var saymazsan. 

Güneş süzülüyor pencereden, fonda hüzünlü şarkılar, hiç yakıştı mı bu iç kırgınlığı doğanın bu cömertliğine? Neden sorusu susmak bilmiyor beyin kıvrımlarında. Ütü masasının üzerinde yazarken bu satırları, kışın gelişiyle odan zapt edilmiş evin tek ısınabilen odası olduğundan, içinde duygulanım adına hiçbir hareket olmadığını fark etmek ne acı değil mi? 

Avuçlarını avuçlarında hissetmek nasıl olurdu, gülümseyişinin gözlerini sarhoş edişi, içinde kımıldanan kozadan çıkmaya yakın kelebekler, paylaşılmamış özel anlar ve hatta günlük rutin, nasıl olurdu? Hiçbiri yok ve olacak mı meçhul. Gerçekleşmesi veya hiç var olmaması neyi değiştirecek ki hayatında, meçhul. Hiç taşlara, rüzgarlara denk gelmeyen, kendi gibisiyle suları karışmayan, hiçbir yöne devinmeyen, sadece sakince akan bir nehir olmak hayatının geri kalanında. Ne fark edecek, var veya yok. Öylesine hissizleşiyorsun, bir köşeye bırakılmış, unutulmuş, tellerine hiçbir elin dokunmadığı bir gitar gibi. 

Kendini çepeçevre ördüğün duvarlarla korurken, hayatı kaçırmak ne acı. Daha acısı bunca yıl yazmamış olmak, ifadesiz kalmak. Uçsuz bucaksız bir deniz var ufukta, gemiye gerek yok, atıl sularına. Belki de hayatın bir hediyesi bu gün doğumu. Yeniden dönmek senin olana, kaybettiğin. Bulmak bir ömrü, yaşamak, küllerini savurarak karanlıklara, ölümsüzlüğe koşmak. Hoş geldin dünyaya Narcissus!

Narcissus