Sevmek güzel şeydi ey harbim istiyorlar, istiyorum güzel günlere,

günlerde ve garip duyguların karmaşıklığında tekrarlanıyorum.

Tekrarlanmak güzel şeydi kötü şey değildi.

Eğer kendini bulamamış bir küçüksen gerekliydi.

23 Şubat 2019

Hayatıma girmiş, bana kucak açmış ve göz kırpmış tüm güzellikleri yavaş yavaş hayatımdan çıkarıyorum. Ne uğruna… Fakat üzülmeye alıştım. O kadar da batmıyor o yüzden de bana. Fakat vişne? Bu üzüntüye alışabilecek miyim veya tüm ihtimalleri patlatmış olmak beni iyi hissettirecek mi? Eskiye dönüş yapacak mıyım? Kendi dünyama dönüş. Kendimle bir olmaya dönüş. Ve merkeze inmek… Çemberin uçları bu kadar güzellikle doluyken ve ben bunu sonunda aşmışken tekrar merkezde olmaya alışabilecek miyim?

Gün geçtikçe daha da sıradanlaşacağız. Bu kaçınılmaz bir son ve artık merkezime dönme kabuğuma çekilme zamanım gelmiştir. Ama bunu yapmak epey zorlaşacak, yapamayacağım. Sonrasında dört bir yandan sesler yükselecek. Güçlü sesler. Beni bir oradan bir buraya savuran boktan sesler, istemediğim sesler. Karşı çıktığım fakat içimden çıkaramadığım sesler. Ona bakıyorum mesela. Şuan onu inceliyorum. Güzel çocuğumu. Güzel çocuğum fedakârlıklar yapıyor. Sağıma döndüm şimdi bir de ona bakıyorum. Diğer çocuğum ondan daha fazla fedakârlık yapıyor. Ama zamanı da olmuyor ki bu işin. İhtimaller köreltir seni. Kabuğuma çekilmemiştim fakat ben kabuğuna çekilmesi gereken biriyim.

25 Şubat  Pazartesi 2019

Bitti, sonlandı güzel akşam yemeği. Çay içmeye de vakit kalmamış. Hay allah, olsun. Böylesi elbet olasıydı, olasıyı da gerçekleştirdik. Zor tabi, pek zor. Belki de en azından şuan böyle. Az uz bir zaman sonra bu kadar zorlamayacaktır. Kendimi suçluyorum hep. Böyleydi, böylelik. Genel görünüşler daha acınası olur böyle durumda. Düşündürten budur. E yani böylelik işte.

Islak bir çukur bu

Ne çukuru, bok çukuru

İçinden geçen devasa

Düşünceler, düşümceler.

Gözlerimiz uyuşmasın

Orada burada her neredeyse

Ben sensizliğe alışayım

Hiç istemediğim bir şekilde

Uyuşmamak için olan tüm ihtimalleri,

Çevreleyim kırmızı bir kalem ile

4 Mart Pazartesi 2019

Onu düşleyerek uyandığım sabahlar çok güzel kokuyor. O benim için tercih edebileceğim bir evren değil. Bende saklı. Yüreğimde, kafamda dolaşıp duruyor. Orada uyuyor, yemek yiyor, yatıp kalkıyor. Benim için iki evren yok. Tek evren var ve patlatmak zorunda değilim. Patlatacaksam eğer kendimi patlatabilirim. O zaman iki beden birden yok oluverir, bu olmayadabilir. Bitiş noktası nereyse sonuna kadar gitmek istiyorum ve bunu küçük şeylerle bozmak istemiyorum.

10 Mart Pazar 2019

Nasıl heyecanlıyım anlatamam. Aşırı heyecanlıyım ama ne için? Büyük çoğunlukla kendim için iyi olmayan bir karar için heyecanlıyım ve düşünüyorum bunun için gülümsüyorum. Ne için? Bir zaman sonra yüzümü güldürmeyen ve beni belki de olmamalıydı demeye buna sürükleyen şey için ve şuan gülümsemek istemiyorum, o kadar kısa sürecek ki…

Ben zincirlere bağlanmaktan nefret ediyorum. Fakat ne yapayım ne edeyim zincirlere bağlıyım ve bağlı olmamak için kısa süreliğine zincirlerden kurtulmalıyım ki bedenimi bu zincirlerden sıyırayım. Nasıl kurtulacağımı bilmiyorum ki. Emin değilim, ne zaman kurtulacağım? Neyi nasıl yapacağımı bilmiyorum. Sesini duymak o kadar çok isterim ki.

Gel gör ki yine bir meyhanede

İki satır bir şey karalayayım

Boğan katılaşmış zift çubuk

Yine boğuşayım geçmişimle

Güzel yârim gidiyorsun

Sonsuz bir çukura kapatma kendini

Ben yanında ellerim yanağında olsun

Ellerimde meşaleler var benim

Belki bunu en iyi sen bilmezsin

Fakat yol yordam olalım birbirimize

Neden izin vermiyoruz,

Yollarımızı aydınlatmağa

Sebeplerden sonuçlara

Nedenleri kendimize çenek yapalım

Öyle uzak öyle güzel ki

Çabalamağa gayet şer oldum ben

Düşen damlalar okyanus oldu

Farkında değil misin?

Yüzmağa gidelim.

 

 

Nasılsın kırlangıcım

Hop eder mi yüreğin

Ben hür-i şatım

Adresim belli nizamında

Kendime bir şölen,

Kendime bir balkon yapayım da

Atayım nice kederli sohbetleri

İhtiyaç duyarım bedenimdeki sert tuğlalara

13 Nisan Cumartesi 2019

Bizler birer partikül parçacığıyız kara delikte. Bir araya geldiğimizde birbirimizi yok ederiz. Ben mesela düşsem deliğe ya da sen, ne fark eder. Eşsiz kalan diğer partikül, kendisini yok edecek çiftini bulamaz. Tek kalan partikül de çiftinin ardından kara deliğe çekilir ya da sonsuzluğa doğru çekilip radyasyon olarak kara delikten yayılır. Ama olasılıklar bunlar delikten çıkabilir veya başka bir evrende belirebiliriz.

20 Nisan 2019

Üçüncü bir ben yaratmak, diğer benlerle savaşması için ve somut bir şeyi yapmasına gerek yok. İdealliği, hisleri, düşünceleri ve kabul ettiği anlayışlarla var olabilmeli bir ben belki de. Tüm bu durumlar ikili karşıtlık ve yenilmeyen iki taraf, yenen iki taraf yenilip yenen toplam kütle. Sikimde değil anlayışı.

3 Mayıs 2019

Hayatımı dışarıdan ve içeriden incelemek daha mantıklı olur ve dışarıdan bakılan hayat epey klişe ama içeriden bakarsanız bu durum böyle değil. İçeriden bakabilen tek insan benim ama içerisini görebilecek en yakın insan da sensin.

14 Mayıs Salı 2019

Toprağın üstüne düşüp tanelerin göz çukurlarıma dolmasına bakıyorum. Üzülmeye bile hakkım yok gibi. Tüm her şey üstümde debelenirken hatalar benim. Suçlu ben suçları ayrıştırmadan hapsediyorum sanki. Ama şunu da biliyorum ki ne kadar dikkatli olursam o kadar üzülmem. Ne kadar üzülmezsem o kadar hissedemem. Doğru orantıda ilerliyor tüm bunlar. Bense yeri geliyor gözlemciyim, bakıyorum ve yorumluyorum. Ayrılmaya da gelemiyorum haricimdeki ayrık düşüncelerin.

22 Mayıs 2019

Uzun  zamandır açlık çektikten sonra zaman kavramının bir önemini göremezsin. Ne kadar önemli olsa da buğulanmıştır gözlerin ve hiçbir zaman demezsin vakti değildi diye. Açsın ama zamana aç değilsin. Ödün verirsin zamandan.

Kimse kimsenin döneminde değil ve başkalaşım esintisinin taneciklerini koparıp armağan etmek içinden geçer yaşanmışlıklar arasında. Yine de oturup biraz düşün. Sonuçların nedenlerini kendine sorduğunda cevaplar içine sinsin ve devam ettiğinde tüm taşları topla o yoldaki yeri gelir işte o zaman taşları bile armağan edebilirsin metamorfik ruh benzerine. Bazen gerçekten de düşeceğim bu yarıktan çok korkuyorum. Elim ayağım bağlanıyor ve ben hareketsiz kalıyorum fakat bir o kadar da merak ediyorum nasıl diye.

29 Ağustos 2019

Vişne, çevrel çemberimden çizilmiş en güzel doğrusun. Ben çemberimin uçlarında gezinmeyi daha çok severim. Zamanı gelir merkezde sigaramı içer, tombalamı oynarım. Çemberimin uçlarında gezinmeyi, nasıl yürünüldüğünü veya koşulduğunu çok geç öğrendim ben. Az çok kuytu köşelere giriyorum bazen de. Neyse ki girebiliyorum. Giremediğim zaman elbet olur, elbet oluyor. Seni çok seviyorum. Değişik bir biçimde seviyorum. Aylar boyu benimle iletişim kurmanı ve yahut olan iletişimi kesmemeni çok istedim. Hala aynı şeyi istiyorum. Belki de bu çok bencilcedir. Fakat çemberimde bir yerlerde olmanı istiyorum. Oralarda bir yerlerde olmanı. Sadece bir yerlerde. Şimdiden üzgünüm.

20 Eylül Cuma 2019

Tüm frekanslarımı bozmamalıydın, tüm frekanslarımı bozmana izin vermemeliydim. Seni kendimden üstte tutardım. Bir devasalıktı. Benden daha iyi olduğunu düşünürdüm bazı konularda. Şimdi seni kıskanıyorum kendimden ve diğer her şeyden. Seni bütünden kıskanıyorum. Oysaki ruhta bu yoktur. Güzel bir ruh ve üretim varsa birlik olmalıdır. Ben bunu şu anda sende başaramıyorum, kaldıramıyorum hoşuma gitmiyor ve nedenini az çok biliyorum. Sen devasa iken her şeyin güzeldi. Şimdi ise seni yermek istiyor düşüncem, kendi vücuduma ağırlık yapıyor. Bunun böyle oluşu da hiç hoş değil ki. Görmek istemiyorum hiçbir şey ve bunun için yapılması gerekenler var. Gözlerimi bağlayacağım. Ah istemediğim şeyler oluyor.

24 Eylül Salı 2019

Öykünmek bir öykü olduğun taktirde… Ben bu son zamanlar seninle ilgili şeyler öğreniyorum, geçmiş zamana göre. Benim içim burkuluyor. Onun için üzülüyorum.

25 Eylül Çarşamba 2019

Bende bıraktığın etkileri daha net anlayabiliyorum zaman geçtikçe. Eğer istemeseydin sen bitirmeyi, göze alabilseydin geçmişi ve geleceği bu kadar basit olmazdı ve belki de bu kadar basit olmayışı asıl güzelliktir.

28 Eylül Cumartesi 2019

Seninle konuşurken ulaştığım rahatlık kadar kimseyle bu denli rahat olamadım. Olur muyum bilmiyorum fakat içimde her ne duygu varsa seninle konuşurken bunların yok olduğunu biliyorum.

30 Eylül Pazartesi 2019

Yanında olmak istiyorum. Farklı bir yandaşlık belki de. A canım benim ne çok merak ediyorum seni, kafandaki iyilikleri kötülükleri; sana sunduğu zararları ve güzellikleri.

5 Ekim Cumartesi 2019

Tüm bu yazılanlar vücuduma ağırlık yapmaya başladı. Bir şeyler yapmak istiyorum, korkuyorum da fakat her zamanki gibi devam edeceğimdir. Sadece netlik koruyacaktır kim bilir belki de beni. Şimdi tekrar sorsan bana. Beni bu kadar saf görmen konusunda emin değilim. Galiba artık tek bir konuda korkum yok.