mart ayı, kafamda bir mantra gibi

bekçisi sarhoş ve eksik uykularımın sesin

eriyen karlar henüz karışmamış akarsulara

yankılanıyor şantiyelerde sevişen kedilerin

gölgeleri, aklımda unutulmuş sözler uyanıyor

henüz bahar gelmedi, gece şehrin üstünü

ipek bir çarşaf gibi örtüyor, yüzümdeki

çizgileri dolduruyor şerefine kalkan kadehler

tecrübesiz çiçekler can çekişiyor fırtınalarda

sarp kayalıklarda parçalıyorum baharın umudunu

mart ayı aksak bir şiir gibi yalpalıyor, nazını

çekiyoruz doğanın değişimle olan mücadelesinin

paltomla birlikte seriyorum hatıralarımı masaya

yağmur ve gözyaşlarından arınsınlar diye

hayatımı hayal ediyorum, kesintisiz uykularla dolu

üstümdeki buğu hafiflemiş unuttuklarımla, adın hala

kafamda bir mantra, göz kapaklarımın işlediler

altına, yazdıklarım öldürecek bir gün beni

zamanın kolları beni boğacak kadar uzun

değilse eğer, sayıklıyorum bu yalan özgürlüğü,

defediyorum, geçmişten bir ses kavrıyor bedenimi

bende kalan anılar o kadar sıkılgan ve anlamsız

ki kıvranıyorlar aklımın en ücra köşelerinde

bir mantra gibi sayıklıyorlar adının şeklini

mart yarım kalmış bir şiir sanki, tıpkı-