Ten kadar soğuk gecenin çığlığıyla dolacaksınız
Vardır her avcının son parlak gözleri
Ve doğumları şu iki insanın
Adem’i bile aşmıştı çoktan.
• Süsköy’den
Uzun saçlı vatanımdan
belki bakılır bir duman koyu
ayaklar altında
Belkime sakat ağaçlarımız neşeliydi bugün
Dünse bir korkunç adamlar topluluğu
Kaldı tepemizde apansız, damlalardan bihaber.
Ve deniz isizdi
çizg O sabah
• Birey ve Kadın
Çok çocuksuzdu O devir ortası sonrasında
Herkeslerin ve su topunun mesela dargın
olduğuna işaret eden KAPkaranlık devir
Ve soluksuzluğunda bitkilerin
bir bakış bir edinim
bir güldü da
iki karanfil un
uc
gamzelerin
İlk hüngür. Ve eller çarpışması ilkin.
— Küsmüştü yağmur,
bu soğuklardan sonra.
Başlangıcı bir tarihin ile devrin
hep ilk edişle olmaz
bilirdin, Belki de doğması iki insanın
Bu yazıtın ilk cümlesiydi.
Emirse gelsin dedi, kaba ceketli sanırım
— Tanrı’yı köle ederim iki dizemde
Kaba ceketliydi evet,
— Ay, kimmiş neymiş!
boynunda asılı olmadığı müddetçe
hangi prens şiir yazabilirmiş.
Az benli olanın
buruk bir vadiydi suratı.
— Şeytan ki varsa eğer
Kadın silüyetinde çıkmış karşıma.
• Doğumu Medeniyetin
Doludizgin kaydı ellerinden
üşümüş damlalar.
Uyanıklık şu geceleyin damarlarındaki rotamdır
Elbet düzdük evimizi tozlu kırıntılarımızla
Akşam:Saati kemansı vapurumun tellerindeki
durağıymış soğuk sularının
şu titrek ada-ları
Onlarca adım geçmiş boşluğundan
düzlüğümde hani eğrilen
tarlanı kurmuştun acısına alıştım
Sevdim.
Sürüyorum arabamı kalabalık noktalarında
durmadan bir yukarı
kaydırarak aşağı | iki
soğuk çimlerinde ben
Güneşimi buluyorum hep
Ve tanrıma emir ediyorum:
Bitmesin bu gece!