üç kere heceledi adını
ilki bilsin diye kendini
sonra kavrasın diye yankısını
ve ardından yapıştırsın kendini kendine
etiketler zaten hep vardı üzerimizde olan
bastırdık yumruğumuzun kenarıyla çıkmasın hiç kalsın hep üzerimizde
sabitlemek emir, çıkartmak suç
düşünmüştü ne garip şeydi insan
zaman için zamanı harcayan
görmek için sadece bakmaması gereken
tanıtılmıştı mavi bir sabahtı
gerçeklikten arınmış bir hayaldi karşısında duran
kollarında yeşeren ağaçlar ve dalları gibi
bütünlük söz konusuydu
dirlik diyordu ne güzel şey
garip olan insanın yanında ne kadar da uyumluydu
eşsiz ve özel, kaybolması an meselesi
hayatında gördüğü küçük bir sahne
artık sebepsiz bir şekilde uyanmadığını biliyordu
kalkmak isterim o mavi sabahlara ben de
etrafı alıp gözlerime yerleştirmek
mesafesiz kilometrelerde yol almak isterim
durmamak hiç durmamak yorulmamak
bekleyip ilerlememek, beklemeden ilerlemek
yaşamak, ölmek
çözmek için yıllarımı verebileceğim bir iş değil
elinden tutup arşınlamak gelir bazen
öyle anlar içimde solmayan mutluluk izidir
ama en çekindiğim şey
haberim yokken beni bırakması
farkında olmadan yaşarken bir hayatı
açıp kapatırken dudaklarımı
sevdiklerim belleğimin en dokunaklı yerindeyken
ve yabancılık duyarken kendime
anneme belki
r harfini diyemezken annem bana kızardı da gücenirdim
ben bir aynayım
odak noktalarım belirsiz, bir bulantı yalnız
kağıt bile rahat ola geçiyorken önümde
kısa olduğunu bildiğim cümleler söyledim
ben ki birer birer çıkarttım gözlerimden siyahı
kağıtla temizledim ellerimi
aslında kendimi hiç bulamadım
bakmayı beceremediğimden aynalara
Ceyda Şimşek