1) Merhaba, bize kendinden bahseder misin?

Ben Berkant Uysal, Ankara’da konservatuvar öğrencisiyim. 10 yıllık müzik geçmişimi birkaç yıldır eserlerimi dinleyiciyle paylaşarak sürdürüyorum. Şarkılarımın besteleri, sözleri, tüm enstrümanları, vokali, mix-mastering işlemleri, tüm görevlerini bağımsız olarak kendim üstleniyorum. Spotify ve YouTube üzerinden kendi adım ile yayınlıyorum.

 

2) Ne zamandan beri müzikle ilgileniyorsun? Bu tutku senden ne zaman meslekleştirme isteği uyandırdı?

Müzik benim için kendimi bildim bileli hayatımın bir parçasıydı. Şarkı söylemeyi, nerede bir şarkı duysam dans etmeyi küçük bir çocukken de çok severdim. Kulaklığım hiçbir zaman kulağımdan düşmezdi. Evde, yolda, okulda, otobüslerde hiç sıkılmadan günde abartısız 13-14 saat müzik dinlerdim. Bu durum ortaokulda çok sevdiğim bir arkadaşımın elinde gitarla okula gelmesi ve bana da göstermesiyle boyut değiştirdi. Ben de çalmak istiyorum, dedim. Bahsettiğim arkadaşıma minnettarım. O gün müziği ve gitarı öğrenmeye başladım ve bu üniversite sınavı dönemime kadar hız kesmeden sürdü. Onca sahne, eğitim, emekten sonra artık hayatta müzikten daha büyük bir hevesimin olmadığını fark ettim ve başka bir meslek yapamayacağımı anladım.

 

3) Şarkıların yaşanmış hikayelerden mi oluşuyor, yoksa sözlerin kurgu mu? Nelerden ilham alıyorsun?

Şarkılarımın hepsi yaşanmış hikayeler. Sözler gerçekleri, notalar ise o an içinde bulunduğum ruh halini anlatıyor. Ben müziği bir dışavurum aracı olarak kullanmayı seviyorum. İç dünyamda yaşadıklarımı insanlarla paylaşınca hafifliyorum. Ve insanların şarkılarımda kendilerini görüp duygularını yaşayabilmesi en büyük hayalim. Tek ilham kaynağım ise hisler. Yoğun duygular yaşadığım dönemleri kaçırmıyorum, notalara döküyorum.

 

4) Dinleyicilere yaptığın müzikle ne anlatmayı amaçlıyorsun?

İçimi döküyorum. Ve bunu bencil bir dille ben bunları yaşadım, şöyle acı çektim gibi değil de, insanların içinde kendini görebileceği, kendi hayatlarından anlamlar çıkarıp dinleyebileceği bir dille yapmaya gayret ediyorum.

 

5) Müzik piyasasında ana akım harici alternatiflere ve farklı işler yapmak isteyen genç müzisyenlere pek de imkan tanınmıyor. Türk müziğinin bu konuyla ilgili geleceği hakkında ne düşünüyorsun?

Bu durum ne yazık ki doğru.Günümüzde her şey internetteki platformlar üzerinden yürüyor. Ve arz talep meselesi, bu uygulamalar da çoğunluk neyi seviyorsa onu daha çok öne çıkarıyor. Ana akım harici kalan türler zaten alıcısı azken algoritmalar ile daha da aşağı itilip internetin derinliklerinde kayboluyor. Ana akım sürekli değişir. Rock, pop, rap gibi tarzların sırayla dönem dönem ana akıma döndüğünü gördük. Ama süreklilik başarıyı getirir. Farklı bir iş yapmak istiyorsanız bunun ne kadar zorlu bir süreç olduğunu kabullenip bu yola girmeniz lazım. Müzik kaliteli oldukça, yapılan işte emek oldukça ve pes etmeden gerekirse yıllarca uğraşıldıkça hiçbir emek karşılıksız kalmaz. Bu durum yakın zamanda değişecek gibi durmuyor ama her tarzın büyük ya da küçük bir kitlesi vardır .Ne tarz müzik yapılırsa yapılsın süreklilik varsa kitlesine ulaşacaktır ve o kitle sanatçıya gereken değerini verecektir.

 

6) Sence milyonlarca insan tarafından dinlenip, popüleriteye gore müzik yapmak mı, yoksa ufak bir kitleye sahip olup istediğin müziği icra etmek mi daha çekici?

Keşke milyonlarca insan tarafından sevilen popüler müzik tarzı bizimde icra etmekten en keyif aldığımız müzik tarzı olsa. Bu durumda olan sanatçı arkadaşlarım çok şanslı. Müziği kendi kendime evimde hobi olarak yapıyor olsam ve hiçbir beklentim olmasa buna ufak bir kitle ve kendi istediğim müziği yapmak cevabını verirdim. Ama ben orta yolu buluyorum.Çünkü insanların benim anlattıklarımı duymasını,herkesin kendinden bir şeyler bulabilmesini istiyorum.Şarkılarımı insanlarla hep beraber söyleyebilmeyi istiyorum.Benim gibi düşünen müzisyenler için en güzeli kendi asıl tarzından da bir şeyler katarak,benliğini kaybetmeden herkese hitap etmeye çalışmak.

 

7) Mevzular derin fanzini okuyor musun, fanzin kültürü hakkında ne düşünüyorsun?

Fanzini elime geçtikçe takip ediyorum. Ve çok beğeniyorum. Böyle işler bence her zaman olmalı, desteklenmeli. Mevzular derin ile tanışmam kafede otururken bir arkadaşımın getirmesiyle oldu. O gün inceleyip okuduğumda neden böyle bir şeyden haberim olmadığını düşünmüştüm. Umarım çok daha güzel yerlere gelir.