10-15 liraya satılan,şair ve yazarların resimlerinin basılı olduğu kupaları, fanzin isimlerinin veya içlerinden seçilmiş birkaç cümlenin basılı olduğu bez çantaları ve ”ulan şimdi burdan edebiyat kokuları bütün mahalleyi sarar” beklentisiyle gittiğim bir etkinliğin meğer bu kupa ve çantaların satıldığı bir yer
olmasını eleştireceğim.

Fanzineist adı altında yapılan bir etkinliğe katıldım bugün. Fanzinlerin okuyucusu ile buluşması adına güzel bir etkinlikti. Ama biraz piyasa işi olmuş gibiydi. Fanzinin ne demek olduğunu öğrendiğimde ki ve ilk fanzine yazı gönderdiğimde ki heyecanımı aldı götürdü biraz bu etkinlik. Fanzin nedir? Neden fanzin çıkartılır? Fanzin edebiyatı diye bir şey var mıdır? Bu ve bunun gibi onlarca soru cevapsız kaldı maalesef. Biraz, hükümetin yol yaptık meselesine döndü bu iş. Etkinliği düzenleyen arkada
şlar çıkıp konuşmalar, sunumlar vs. yaptılar.

Şimdi ben buraya neden çıktım? Nasıl çıktım? Bunu izaha gerek yok. Gördünüz, yürüdüm ve çıktım…

Keşke fanzinler kendilerini biraz tanıtabilselerdi veya buna biraz daha imkan verilebilseydi bence çok daha iyi bir etkinlik olabilirdi okuyucular ve herkes adına. Fanzinlerin çokluğu ve buna karşı mekanın küçüklüğü gözüme çarpan diğer noktalardan biriydi. Alanda fanzinlere ayrılan yerlerin boyutlarında ki dengesizlikte bir tartışma konusu olabilir.

Tabi ki güzel yanları da vardı. Mesela bu tarz etkinliklerin yapılması başlı başına güzel bir olay. İnsanların fanzinlere olan ilgisini görmek adına güzel bir etkinlik oldu. Farklı farklı dertlerini yazılarına döken ve bu yazıları yayınlayan fanzinlerle tanışmak güzel oldu. O yüzden bu etkinlikte emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim.