Hani bir şey geçerken gözlerinden
Tıpır tıpır parmakların
Sen gezinirken etten yurdunda
Bir çizik daha
Dudaklarından döküldü bir ah
Boğazında yumru
Yutamadığın ağır sözler
Kalktın eğrile doğrula
Bir tekme savurdun boşluğa
Yeninden o yara kolunda
Yüzünde, göğsünde, bacağında
En büyük yaran olmak istiyorum
Herkesten sakındığın
Gözlerinin kayıp durduğu
Üzerinde mor tülbent
Tam unuttum derken
Karşındayım
Bir el gezindikçe vücudunda
Kolunda, bacağında
Göğsünün iki karış solundayım
En büyük yaran olmak istiyorum
Göreni afallatan
Hakkında bin türlü yalan
Çocuklardan sakladığın
Doktora götüremediğin
Sevdiğine öptüremediğin
Üzerini örtsen bile
Gömebilir misin derine?
En büyük yaran olmak istiyorum
Katman katman yüzünde açılan
Kalbin attıkça paramparça
Kıtalara bölünen
Sularına karışan
Tam göğsünün üstünde
Kanı gözyaşı yapan
En büyük yaran olmak istiyorum
Su vurdukça inleten
Bağrışların arasında avaz avaz
Gerim gerim gerilen
Kaşıdıkça yayılan
Paylaştıkça çoğalan
Gündüzleri dışına taşan
Geceleri içine büyüyen bir diken
En büyük yaran olmak istiyorum
Yaşlı ve kanlı
Kımıl kımıl, ağrılı, acılı
Tedavisi bulunamayan
Merhem çalınamayan
Gözlerinden sem olup akan
Bir görsen beni
Senin doktorun benim
Beni neden sevmedin?
İki adım uzağında
Gözlerini sürdüğün duvarın
Arkasında oturuyorum
Bütün duvarlar yıkılsa
Yaran bir volkan, patlasa
Avazın sarssa bütün toprakları
Gelmezsin, biliyorum
İşte bu yüzden
En büyük yaran olmak istiyorum
Sen çürüyene dek
Teninde can bulan