hadi be kancık
bi el ver de yüzeye çıkaralım batan hayatımı
sikeyim bacaklarım da olmasın
başım hâlâ üzerinde toprağın
kulaklarım.. ah güzel kulaklarım
hâlâ işitebiliyorum hışırtılarını çimenlerin
bi el ver de işte
halledelim şu işi
veyahut kabulün değilse
bırak da göğüslerindeki sütü
kocan içsin oğlunun yerine
böylece sen de yaşamak zorunda kalmazsın
bir bebeğin öpücüğüyle haz almanın utancını
ve kim bilir
belki de
asla duymam dediğini:
“dinle
sadece
tanrı’yı”