Max Richter – On The Nature of Daylight
Dip denen kavram içinde varoluşu ve olgusal dünyayı barındırır. Dibe çakılmak için zaman düzleminde doğrusal ya da doğrusal olmayan bir yol kat etmek gerekir. Dibe çakıldığı zaman insan zeminin ne kadar sert olduğunu bizzat deneyimlemiş olacaktır.
Tanrı uzak diyarlardan iplerini dünyaya sarkıtmış bir kuklacıdır.Ve kuklalarına iplerini kesmek gibi bir lütufta bulunmuştur. İpini kestiğin an perde kapanacak ve güldürü sona erecektir.
1
Söylediklerime kulak verin. Kulak zarlarınız ağzımdan çıkan her kelimeyle titreşecek. Tanrıların ve insanların değiştirilebilir ya da değiştirilemez yazgısından bahsediyorum. Yirmi birinci yüzyılın değersiz bir çöp yığınına dönüşmüş genlerindeki vahşilik kodlarıyla yazgılı insandan. Gezegendeki her canlı organizmanın azılı düşmanı olan insandan.
Kendi yazgısını kendi şekillendirmiş olanlar beni duymuyor. Onlar ya Baretta marka bir tabancayla beyinlerinde kapanması imkansız çukurlar açtılar ya da kendi yüklerini bir ipe taşıttılar. Tanrının mutlak armonisini onlar bozdu.
2
Dünyaya tanrısal bir gözle bakıyorum. Dünyaya uzaktan cehennemi izler gibi bakıyorum.Savaşlar, soykırımlar, salgın hastalıklar, silah fabrikaları, insan kıyımına programlanmış üniversiteler, burjuva, proletarya, liberaller, Lenin sevicileri, katiller, maktuller, faili meçhuller ve olay yeri inceleme araçları. Hepsi beynimin içindeki dev kazanda kaynıyor. İçeride çalan ilahi müziği durduramıyorum. Sanki dünya benim evrenim değil. Sanki annemin rahmi evim olmadı. Sokaklarında gezdiğim, kadınlarıyla yattığım, çeşitli sıvılarıyla beynimi uyuşturduğum bu gezegenden kendimi dışlamak istiyorum. Vebalı bir hasta gibi karantinaya alınmak ya da azılı bir katil gibi beş metrekarelik soğuk ve içerisinde farelerin gezindiği bir hücrede beynimin, hücrelerimin ve en sonunda duygularımın çürümesini beklemek ve o acıyı, o çöküşü tüm benliğimle hissetmek istiyorum.
3
Ben kendi mağarasında boğulan bir varlığım. Kendi yok oluşunu stabil aralıklarla körükleyen bir ademoğlu. Beyin kıvrımlarımda sahnelenen trajedi Shakespeare’i bile kıskandırabilir. Henüz teşhisi konulmuş bir hastalığım yok. Kendi hastalığımı kendim teşhis etmek ve panzehirini kendim hazırlamak istiyorum. Sokak köpekleri gecenin en sessiz saatinde bir kemiğin başında kavga ediyor. Dişe diş kana kan. Tıpkı bizim gibi. Hayatta kalmak ve aç kalmamak. İnsanlar ve köpeklerin ortak amaçlarından sadece ikisi.
4
Yahuda önce kendine ihanet etti sonra İsa’ya daha sonra ise tüm insanlığa. Böylelikle kendi çukurunu kendisi kazmış oldu. Dip denen kavram, doğumundan itibaren beyninde büyümeye başlar. Beyin kıvrımlarına dünyanın en büyük çivisiyle sabitlenmiştir. Dip, evrenin döl yatağına bırakılmış bir atom bombasıdır.
Fatih Yamantepe