onlar dilsiz, dilsiz sonsuza kadar
yürekleri soğuk kara toprak kadar!
hangi mezarda bulunur onlar gibileri?
çiçek açmamış bahçelerin haseti
kaplamış
yosun tutmuş kalplerini,
kararmış,
kararmış,
kararmış
bilmeliyim,
titremez onların içi üşüyen ellere
ne kar ne kış görür gözleri
alın yazıları buzdan,
satır aralarında sarkıtlar
keskin, acı
titremez onların içi üşüyen ellere
bir an olsun çevirmezler kafalarını sola
sağa, sakın, bakma!
ya senden başkası varsa?
ve mosmor gözleri
kana bulanmış hepsinin elleri
hiç mi kaybettikleri olmamıştır
aynadaki akislerini?
ya da
hiç bakmamışlardır belki
duymamışlarsa yıldızların ninnisini
huzur sanıp hep gecenin gündüze
varacak olmasını
ya korkmuşlarsa karanlıktan?
ve bin sözcük geçer akıllarından!
sessizlikleriyse bin adamın çığlığı
ama onlar dilsiz, dilsiz sonsuza kadar!