O eski bir şairdi zamanın hatıratına boyanan
O eski bir şairdi, kalemi de kurumamıştı bence
Mevsimlerden yine bayat bir edebiyattı
Kalem tutan Yazar acı çeken Usta
Sayfalar dolusu bomboş şiir ve beynine kist
Oluşturan bir kurşun saçıldı gökyüzünün oyuğuna
Taze dallar titredi.
Güvercinler uçuştu.
Şair çoktan gitmişti.
Bıraksalar belki hüngür hüngür ağlardım
O eski bir şairdi, çünkü tanıyanı kalmamıştı ya
Dosyası altmışları beş geçmezdi
Kelimeleri eski yazın parıltısında, üstelik de körpeydi
İyi de gece vakti böyle nereye gitti?
Olsa olsa yolculuğa çıkmıştır
Çocuk dizelerinin eğerinde mavi bir tilki de
Bavulunun içine kıvrılmıştır şimdi
Gören duyan ses etsin
Uzakta isek el etsin
Bir şair aranıyor.
O eski bir şairdi, mezarlıklarda dururdu en sevdiği meslektaşları
Yenileri bizatihi ölü toprağı
Kirli çakıl, bayık yağmur olunca
Pek uğramaz oldu dışarı
Göndermez oldu pır pır kuşlarını
Ve de yaşlanmıştı galiba
Saatin zembereğini gözlüyordu tekrar dolması için
Pencereden acemi zamanlara bakmaya çalışıyordu gözlerini kısarak
Aylık çıkan bir derginin
Kendisine ayrılan nostalji köşesini
Gülümseyerek dolduruyordu.
O eski bir şairdi, ben de teşekkür ettim ona.