evsizler kümes kokarmış. nezarethaneler sidik. parklar çeşit çeşit. sezar’ın birkaç önerisine uymuş bulundum. açık hava ve yürüyüş. savaş ve kıyım sahneleri gündüz düşlerimde. zaman zaman da, kafası kesilecek kadar uçmuştum. yapay zeka halim kolayca kodlanabilir. kural tanımaz bir kalbin yaptırımlarla imtihanı. hafif bir ışıltı çokça melankoli. kaldırım, can havli. birçok sorununu çözemediği için, birçok yıllarını gömen bir yıkım düşkünü. maddelerle koşarak dağılıp, önce emekleyen sonra yürüyerek toparlanan. bir karakter, bir döngü.
yapay zekanın insanları ele geçirmesine niçin izin vermeliyiz bile değil asıl soru, nasıl izin verebiliriz? en azından ben denek olabilir miyim, kodlanabilir olanın değiştirilebilir olduğuna ve irade mikrobundan kurtulmanın mümkün olduğuna yönelik çalışmalarda?
artık vücudumdan üretiyorum cut-upları. nereye dönsem bir kabus. rüyalarımda kimle savaştığımı anlamaya çalışıyorum her gece. cinnet ve yoksunluk hoş şeyler değil, bir camiden su içip bir mezarlıkta sabahlamak da. banklar ve kaldırımlar cehennem. gökyüzü krem rengine dönüyor güneş batınca. ben bir anda kirli bir beyaz. iç organlarım prusya mavisi. dert tasa hızla kaybolup gidiyor. çok da uzun sürmeyen bu anlar için mi yaşamaktayım?
yazmak dışında bir mazereti yoktur heralde uçmanın. seviyorum yazan insanları. çileyi bilirler. kendileriyle baş ,başa kalmayı. severim antidepresanlar ve sakinleştiriciler ile hayata tutunmaya çalışanları. bunlarla bile tutunamayanları. kafa kovalayanları. yüzsüz, çakal, biçare, hayatta kalanları.