Kendimden korkuyorum 

Çoğu zaman ve gece yarıları 

Seni o günden sonra sadece 

Bir kez gördüm rüyamda 

Kâbusları saymıyorum 

Artık seni sadece orada görüyorum 

Ve hepsinde arkanda kalsam da 

Ve ağlasam da çoğu zaman 

Yine de kâbuslara sarılıyorum 

 

Herkese yalan söylüyorum 

Ortak arkadaşlarımız senden bahsettiğinde 

Gülümseyip geçiyorum –geçemiyorum- 

“İnsan yüzünün gizemli zayıflığı” demiş buna Sartre 

Adını duyduğumda yüzümde oluşan o tebessüm 

Kimse bilmez, tahmin bile edemez altındaki gözyaşlarını. 

Toparlaması zaman alacak E. biliyorum 

Ama yine de korkuyorum 

Hiç toparlayamamaktan 

Hep dağınık kalmaktan 

İçimdeki ruh dağınıklığından 

Nefes alamamaktan ve arasında kaybolmaktan 

Altında kalmaktan korkuyorum 

Bir de Sartre’ın Bulantısını okumadan ölmek istemiyorum 

Ve bir paket sigara istiyorum 

İçmek istiyorum her birini tek tek 

Tümünü, bitine kadar ve yitene kadar duman 

Artık herhangi bir şeyi yarım bırakmak istemiyorum 

Annem yaptığı için yediğim en sevmediğim yemeği bile 

Yarım bırakmaya ne gücüm var ne de cesaretim –yok- 

Öleceğimi bilsem de sonunu görmek 

Belki de bile bile atlamak uçurumdan aşağı… 

Yarım kalması dostum 

Bir kahvenin, bir şarkının ya da bir kitabın 

Çok acı bir şeymiş 

Sen de tamamlanmayan bir cümlesin hayatımda(ydın) 

Bu yüzden belki de artık eskisi gibi konuşamıyorum 

Söküp atamıyorum bu dağınıklığı ruhumdan 

Ve okuduğum da artık bir şiiri 

Kelimeler saplanıyor ruhuma 

Daha da dağılıyor dağınıklığım 

Büyüyor çoğalıyor 

Ve üzerime yıkılıyor 

Ve yine korkuyorum 

Asıl korkum altında kalmak ve boğulmak değil de 

(çünkü zaten altında kaldım çoğu şeyin) 

Ne bileyim işte… 

Sanırım hala umut ediyor kalbim 

Bir kalp tam olarak ne zaman keser umut etmeyi? 

Kâbusların dışına çıkarmayı seni 

Ve aylardır içimde bekleyen o cümleleri 

Küflenip çürümesinler diye 

Suluyorum acı da olsa o suyla 

Bir gün sana söyleyebilirim –belki?- 

 

Senin okuduğun cümleleri okumak 

Okumak için aynı kelimeleri 

Kitaplığını kopyalıyorum 

Bana eskiden önerdiğin her kitabı 

Şimdi alıyorum 

Sen gittikten sonra yokluğuna şiirler tıkıyorum 

Denize fırlattığın o şiirleri de okumak isterdim 

Bir de sana bir şey –bin şey- söylemek isterdim 

Üzgünüm E.