gün ne harmandır ne sokak.

atmışsın kendini lehçeli düşüncelere

ve sen kaybolmuşsun yolunu bulamıyorsun

müebbet mi hani nerede? olsa keşke…

bırakacaksan sade ol ki yormasın beni.

 

yorucu bir gün akşamı sızıp kalmışsın

gelip geçmiş yine sen tutunamamışsın

tutunsan ne çare var mı bir çare

ellerinden kaymış güzel düşünceler vardı kafamızın içinde.

 

hep bir geç kalınmışlık

kafamdaki kalınlık

söz ver bana çareye hümmete

ister misin olsun geçsin iyileşsin bu zembeleh.

 

hani ne zaman hangi vakit kurtaracaksın beni

bu loş ışıklı sorgulardan

ve yahut biliyorsun, bilirsin

bu istemsiz hayattaki son metruk

sensin, benim ve o güzel gecenin boynudur.

yaşatabildiklerimiz ve yaşatamadıklarımız.