Uzak diyarların birinde iki prenses yaşardı. Prenses Nino, krallığın en dürüst en iyi insanı olarak
biliniyordu. Prenses Miko ise sürekli krala yalan söylerdi ve halkın sevmediği sevimsiz biriydi.
Miko Nino’yu çok kıskanıyordu. Çünkü Nino ondan daha çok seviliyordu. Miko bir sabah uyandı-
ğında Nino’nun doğum günü hazırlıklarının başladığını gördü. Bir sonraki gün Nino’nun doğum
günüydü. Miko ise onu görmekten yeterince sıkılmıştı. Miko o gün sihir dükkanına gitti. Büyücü
kadına kardeşinin hayatını çalmak istediğini söyledi. Kadın, Miko’ya bunun için kalplerinin yerle-
rini değiştirmesi ve ancak bu şekilde Nino’nun kötülükle buluşabileceğini söyledi. Ona birkaç tane
uyku ilacı verdi. Miko akşam yemeği esnasında Nino’nun kadehine birkaç damla uyku ilacı dam-
lattı. Nino odasına gider gitmez uyuyakaldı. Miko gece yarısı Nino’nun odasına girdi. Nino’nun
kalbini ve kendi kalbini çıkartıp yerlerini değiştirdi. Artık her şeye sahip olduğunu düşündü. Nino
erken saatlerde uyandı kutlamalar başlamıştı. Heyecanla doğum günü için özel hazırlanmış kıya-
fetlerini giydi. Heyecanla kardeşinin odasına gitti. Ama Miko’nun cansız bedeni yerde yatıyordu
ve kalbi dışarıya fırlamıştı. Nino’nun içindeki iyilik Miko’ya ait olan kalbi iyileştirmişti ama Ni-
no’nun kalbi Miko’nun kötülüğünü kabul etmemiş ve yerinden fırlamıştı ve Miko sabaha karşı can
vermişti. Nino kardeşini ve kardeşine ait olduğunu düşündüğü kalbi doğum gününde gözyaşları
içinde gömdü ve ona ait olan kalp ile hayatına devam etti.