Beni büyüten anıları yaşamayı seviyorum fakat bu sefer büyürken kendimi kaybettim ve büyük korku yaşadım. Alışkanlıklarımı konuşma şeklimi yuttum. Aslında konuşmayı beceremiyorum düşünmeyi de beni heyecanlandıran bir şey olunca kullanabiliyorum. Yani tanımlamaya değer pek bir yönüm yok. Üzgünüm tutunduğum dalları budadığım için. Ama ağacın altına düştüğümde üzerimden asırlar geçti ve ben ağaç olarak döndüm. Düşen bir çocuktum ağaçtan ve şimdi evrildim.
Düştüğümde ağacımdan kendi kabuğumu kurdum önce. Yağmur ve kar derimi acıtıyordu cildimin egemenliğini alan toprak ise beni içine çekiyordu. Derimi koparırcasına çekiştiriyordu. Önce kalbimde tohum oluştu. İlk can suyunu verdim. Ağladıkça sulandı nemlendi kalbim. Fırtına kopan gece ben bir ağaç oldum. Ben ölen kimim. Kırıldığımı hisseden biri çıkar mı diye beklediğim gecede öldüm. Bitap düştüm toprak altında. Yeniden doğarken köklerimde kuruyan yılmış derimi rahatça bıraktım huzurunuza. Yerin altında kalan kökler kalbimde kurumamak üzere kurulmuş. Her zaman yaşayacak bir ağacım. Yaşadığımı hissedecek kadar gömüldüm.