Yalan gerçektir.
Hayır öyle olmadı. Bize 100yıllardır yalan söylüyorlar 100lerce kere her seferinde aynı 100süzlükle hiç utanmadan ve hep yalvararak inanmamızı diliyorlar inandıkları tanrıdan, helvadan ya da başka türlü putlardan. Keşke zamanında makul sanatçılar Hz. Muhammed’ in heykelini ya da resmini yapmış olsalardı gizli gizli. YALAN diye bağırmamak için bağıramayacak olmak gerekmez ama her iki durumda da yalan hiç zarar görmez, varlığında herhangi1 yara bere meydana gelmez. Bu çocukları biz yapmadık sonuçta. Bizden kastım sen ile ben değil. Biz. Genel anlamda. Ama hala çoklar. Çocuk sevmem, hiç1 zaman sevemedim ama onlara “saf insanlar” gözüyle baktığım için kötü davranmıyorum.
Ben safken annemin yanına gidip “sana yalan söyledim anne” diye hıçkıra hıçkıra pişmanlık içinde kıvranıyordum, gözüme uyku girmiş olsaydı öyle yapmazdım belki de bu da yeni ayakkabıyı temiz tutmak için çabalamak işte. Yeni ayakkabı eskiyene kadar çok değerliydi, üstüne basılmamalıydı, çok iyi korundu tarafımızdan ama bir şekilde eskidi ve eskidiğinde daha fazla eskimesinin çok da önemi yok hale geldi o yüzden artık uykularım gelip giderken vicdanıma sormuyor. İşte bu yüzden başkaları ayakkabılara basıp eskittiği için, bilerek isteyerek ve bilmeden istemeden de çocukların suçu yok bütün bu süreçte. Yetişkinken insan suçlu ama suçlarından sorumlu değil ama bu suçlu olduğu gerçeğini hiç zedelemez.
Çok suç var şu gezegende ve bütün galaksilerde. İyi kalpli uzaylılar vardı belki de bir yerlerde ama muhtemelen kötüler onları çoktan yemiştir.
İBNELER! İYİLER YENMEK İÇİN DEĞİLDİR! İyiler “kullanılmak” içindir.
Yemişlerse sosyolojiden bihaberlermiş demek olur bu çünkü iyi kalplileri yönetmek kadar kolay başka bir şey yok (bu gezegende işler böyle yürür en azından) .
Eğer iyiler yenmişse artık daha dikkatli beklememiz gerekir sıra bize de gelecektir ama bu uzaylılar için kolay olmayacak diye düşünüyorum.
Hitler de insandı.
Çocuklar bu yüzden insan değildir. İnsandan iyi kalp çıkmaz. Belki sentetik insancıklar başkaları tarafından bedenlerimize yükleniyordur inatla, dur durak bilmeden ve yılmadan, dünyayı ele geçirmek amacıyla ama hemen pisletildikleri için, yönetilemeyecek kadar kötüleştirildikleri için aynı şekilde devam ediyorlardır uzaylılar da çabalamaya. Bir yandan da ölünce tamamen kötüleştirilmiş oldukları için, iyi yiyen kötü oldukları için yanlarına alıyorlardır. Cennet yoktur ve cehennem uzaydır, şeytan uzaylıdır. Ölü çocuklar ana besin maddeleri.
Ölmeyi mi beklemek gerekir bunları öğrenmek için ve uzaylıları kandırmak mümkün müdür?
Mesela az kötüyken “en kötü” taklidi yapmak az kötülüğe yaraşır bir şey midir çünkü sistemi içten çökertmek gerekir bu sistemi en makul hale getirmek için. Yani 3(üç) veya 5(beş) veya daha fazla kişiyi güzel sanatlar fakültelerinde gizlice eğitip kötü rolü yapmayı öğretsek hatta nasıl olunması gerektiğine dair az kötü olmaya karar vermiş kötüleri tutsak ve öğretmelerini sağlasak sistemi ve yapılması gerekenleri ama bu tamamen yalansa ve aslında onlar sadece ajanlarsa? Bu kurgunun işe yaraması halinde neler yaşanır? Ölülerle beraber mi yaşamamız gerekir onlar hala ölülerken ve iyi ya da kötü diye karar verebileceğimiz kalpleri böcekler tarafından tamamen yenmiş de olsa ve siz bu yazıyı hiç anlamamışsanız da.
Baştan alayım mı?
Hayır. Almam.
Ben dağların tepesinden tepe üstü düşük. Ben düşüğüm. Ve düşürürüm ve karnımdaki uzaylılar da sevmesin beni en az sizin sevmediğiniz kadar ve asla tekrar çocuk olmayayım yeterince düştüm bugüne kadar.
Karnımda uzaylılar var ve bunun sorumlusu ben değilim. Ben yapmadım bu uzaylıyı.
Asla saf iyilik girmesin hayatıma artık.
Asla düşünmeyeyim sonumu ranzamdan aşağı patates çuvalı gibi atlarken her gün çünkü Hitler de insandı ve yaşamıştı. Kalpsiz de yaşanır, hatta hamam böcekleri kadar alt kültür olmayan diğer böcekler için bile kalbin atması da yeterince ahlaklı 1 davranıştır insan için, Hitler için bile. Kalbimizin atmaya devam etmesini sağlamak için tek nedenimiz de zaten böceklere yem olmamaktır. Yaşamaya devam etsinler diye bu kadar çırpınışı yoksa kim bizim için yaptı? Zehirlenirler.
Kötü yemek yersek zehirleniriz, “kötü” yerlerse zehirlenirler.
Uzun süre uyursan böceklere müdahale edemezsin. Arada bir uyanman gerekir. Acık gözden korkar böcek ki vücutta en yumuşak yer gözlerdir ama korkarlar. Taşa çevrileceklerinden korkarlar ya da lanet taşımaktan. Bakışlarında asıl lanet olanlar da zaten uyumaz bu da böceklerin paniklerini gereksiz kılar. Çok zehirlenmezsen kusup iyileşebilirsin, ama bazen zehri fazla kaçmış gıda ardından serum bile işe yaramaz ve böceklere serum da yapılmaz. Tek çareleri en az kötüyü bulmaya çalışmaktır. Bu da stres verici bir iştir ama sonucu katlanamayacakları bir şey değildir. Lanet taşısalar bile lanet taşırken kendilerinden tiksinmeyeceklerdir. Ahlak anlayışları buna müsaittir. Böcektir ne yapsa yeridir.
Korkak ibne böcekler.
Önce gözleri yeseler de yendiğimizi görmesek en azından görmesek en azından görmesek en azından görmesek en azından. Belki de kastidir. Böceklerin uzaylıların yönettiği makineler olmadığı ne malum.
Ben Wave. Çalkantılı hayatımın bir kısmı başka gezegenlerde geçti. Bipolarım ve gezegen ne demek ki? Her insan farklı bir dünya sonuçta. Son paragrafı tekrar oku. Ben çokum sen yoksun ve bunlar yalan. İlk cümleyi tekrar oku.
f(yalan)= gerçek
f birebir fonksiyondur.