“Receive with simplicity everything that happens to you”
Sinemanın ünlü isimleri Coen Biraderlerin en düşük bütçeli filmlerinden A Serious Man Larry Gopnik adındaki fizikçimizin hayatını resmeder. İlginçtir ki sinema tarihinde az rastlanır bir kopukluğu vardır. İlk sahnede karlı bir gecede evli çiftin evine gelen Haham’ın şeytan olduğundan şüphe edilir.-Şeytan Yahudi geleneğine bağlı olarak Dybbuk olarak geçmekte.- Şeytanı gafil avlamak isteyen kadın yaşlı Haham’ın göğsüne bıçak saplar ve Haham gülmeye başlar. Burada gerçek bir ‘şeytanca’ manipülasyon görüyoruz. Haham kocaya şeytan kimdir artık ben mi yoksa karın mı der ? Şeytan çokça görüldüğü üzere ben sadece insanın içindeki kötülüğü açığa çıkarırım onu yaratmam tavrındadır. Haham tökezleyerek evi terk eder.Ki bu ürkütücü sahnenin filmle olan ilgisi çok muğlak, kopukluk buradadır.Filmin esas konusu Larry’nin başından geçen talihsizliklerdir. Karısı boşanmak ister, çocukları tam bir ergendir, öğrencisi rüşvet teklif eder,erkek kardeşinin sağlık sorunları, terfi alamama kaygısı vs. Bunlar sıradan sorunlardır ama Larry hep bir mağdur edebiyatı yapmaktadır. Fazla stresli fala kaygılıdır.( Coen’lerin çoğu filminde karakterler ya fazla umursamaz,nihilist bir tavır içindedir ya da tam tersi) Larry sorunların olmasından ziyade bu sorunların neden olduğuna anlam aramaktadır ki bu filmin en önemli ikinci cümlesidir.(Birincisi yukarıdaki cümle)
Bunun üzerine bilge kişi konumundaki Hahamlarla görüşmeye çalışır.Toplam üç Haham vardır ve filmde bu görüşmelerle üç bölümden oluşur. Filmi sıkıcı bulan çoğu kişinin sebebi bu Haham/Haşem/Tevrat okuma gibi yoğun Semitik unsurlar taşınmasından kaynaklanması güçlü bir ihtimal.
1.Haham soruna sen sorun dediğin için sorun gibi bir cevapla karşılık verir.3.Haham tam bir bilinmezliktir ki Larry’yi kabul etmeyecektir ama şüphesiz filmin en ilginç kısmı 2.Haham’ın anlattığı hikayedir. Hikaye şudur: Sussman adındaki bir diş hekimi bir gün hastasının dişlerinin arkasında tuhaf semboller fark eder.Dişlerin kalıbını çıkartır ve diş aparatında İbranice ‘yardım et,kurtar’ yazmaktadır. Sussman için bir obsesyon başlamıştır artık. Sussman artık yiyemez,uyuyamaz,yaşayamaz. Sanki Haşhem’in( Yahudilerin tanrısı) kutal bir dokunuşu gibidir.Her hastasında bu harflerin aynısını arar hatta uyurken karısının dişlerine bile bakar. Ama cevap yoktur. Sussman zekice bir yol bulur. Her İbranice harfin sayısal bir karşılığı vardır ve bir dizi sayı çıkartır.Belki bir telefon numarası diye umutlanır ve arar ve bir süpermarket zincirinin şubesine denk gelir,oraya gider ama hiçbir şey yoktur.
Larry Haham’a peki dişler ne diyormuş diye sorar ? Ve Haham bir darbe indirmiş gibi şunu söyler: Bir önemi var mı ? Bu denli gizemli bir olayla karşılaşıp sebebini bulmaya çalışmamız bile abestir aslında. Rüşvet veren öğrencinin babası Larry’e aynı zamanda ‘accept the mystery’ demiştir. Bilinmez,anlamlı gibi görünen olaylar ama bütün sihir onları irdelememekte geçer ki irdelesek bile bilemeyeceğimizi vurgular Coen’ler. Aynı sebepten ötürü Larry hayatının ters gitmesi için bir sebepler silsilesiyle karşılaşmasının bir anlamı olmadığını bir türlü kavrayamaz.
Bir diğer örnek ise Larry derste Schrödinger’in kedisinden, Heisenberg’in Belirsizlik ilkesinden bahseder aslında olay şudur ki bir olasılık sanatı olan matematik ve bilim bile bizim olayları yorumlamakta ne kadar aciz olduğumuzu ve olacağımızı kanıtlar niteliktedir ve bir kez daha Larry anlattığıyla hayatıyla bir bağlantı kuramadığı için histerik hale gelmiştir.
Sağlık sorunları olan kardeşi Mentaculus adlı dahiyane bir eser üzerinde çalışmaktadır. Calculus(hesaplama) ve mental(akıl) birleşiminden oluşan uydurma bir kelime.Bu eserin ise evrenin olasılık haritası olduğu iddiası vardır. Her an her şey olabilirse ve bunu önceden görmemiz imkansızsa bunu hesaplamaktaki amaç kabiliyetimizi göstermek mi yoksa bir nebze olsun anlam bulmak mı olur ?
Her şey doğu bilgeliği kokan ilk cümlemizde yer alır ne olursa olsun senin iç direncine etki etmesin çünkü olabilecek her şey sonuçta olabilir. Larry tam bir kabullenme aşamasında iken filmin başlarında gördüğümüz doktor muayenesinin sonucunda kanser olduğunu öğrenir. Sanki Coenler kendilerine tarz bir üslupla hayat o kadar boktandır ki bir şey için sevinme çünkü daha da boktan olabilir dermiş gibidir.Dert ettiği şeyler gerçek bir dert olmaktan çıkmıştır ve bence Coenlerin sinemanın özel bir yerde olmasının sebebini filmin sonunda açıkça görüyoruz.
Katarsise yer yok! Her filmin sonunda bir hikaye bitişi,sonuca bağlama bekleriz. Perdeler kapandığında içimiz rahat bir şekilde ‘bitti’ diyebiliriz. Ki Kardeşler bize hiçbir filmde bu tatmini yaşatmaz. Adeta bir hayat hissiyatı verir gerçekte hiçbir şey dilendiği gibi son bulmaz sadece rastgelelik hüküm sürmeye devam eder.Filmin sonunda da yok yere çıkan bir kasırganın Larry’nin ve oğlunun bulunduğu okula yaklaşmakta olduğunu görürüz ve Jefferson Airplane’in müthiş bir şarkısı ile film biter. Coen evreninde kasırga da nereden çıktı diye sorma hakkımız yoktur. Elde ne kalmıştır ? Bir dizi matematiksel ispat,kanserli bir adam,sıkı bir Yahudilik inancının içindeki boşluk ve gerçekleşmemiş onca beklenti…
Anlam arayışının çok da anlamlı olmadığı fikri tohumdur film için. Sussman dişlerin ne demek olduğunu hiçbir zaman bilememiştir. Ne olursa olsun büyük bir sadelikle karşılamak gerek her şeyi telefon faturasından yıkıcı bir kasırgaya kadar.En belirgin mesaj budur. Sonuçta hayat olay ayrımı yapmaz ve yapmayacaktır belirsizliğin ‘ilke’ olduğu bir hayatta.
Yazar : Can Okan