bir         gün    bir    kayan

yıldız      gördüm   ve  ben

bir       dilek            tuttum

hiç        bitmesin    istedim               

                          yirmi sekiz / haziran / iki bin dokuz

 

ben yıllardır kayan yıldız görmedim

ne zaman kayarlar oysa iyi bilirim

                          on iki / ağustos / her yıl

perseid

                          on üç / aralık / her yıl

geminid

ben yıllardır kayan yıldız görmek isterim

ne zaman kayarlar o zaman gitmek

dağlara tepelere veya denizin orta yerine

ben yıllardır kayan yıldız göremedim

ne zaman kayarlar o zaman dolunay

ya da bulutlu havalar

ya yıllardır biraz da istemem görmeyi

 

ben yıllardır dilek tutarım

yıldızlar yıllardır yıldırmaz dilek tutarım

yıldızlar yıldıramaz beni

yıldızlara yakışmaz dilekler tuttuğumdan beri

 

ben tuttuğum dilekleri duvarlara yazmam

yıllardır tutarım tuttuğumla kalırım

dileğimi yazmam söylemem

dileğimi düşünmem

yazarsam söylersem düşünürsem olmaz

 

yazarsam söylersem düşünürsem unutmam

unutmam dileğimi hatırlarım

hatırlarsam olmadığını hatırlarım

biz yıllarca dilek tutmazsak

tuttuğumuzu da yutmazsak

hatırlayıp susmazsak

kayan yıldızların düzeni bozulur

 

                          o gün / bu ay / şu yıl