Ve nefesimi verdim. Ciğerimdeki duman, çıkarken bile yaktı içimi. Nefret ediyorum bu sigaradan ama ona ihtiyaç duyduğum için kendimden daha çok nefret ediyorum. İhtiyacım var sigaraya. Hayatta olduğumu bir tek bu illet sayesinde biliyorum. O kadar çok ağladım ki mutluluk anlamını kaybetti, o kadar çok kalbim kırıldı ki aşk manasını yitirdi. Ne içtiğimden tat alıyorum ne de gördüğümden zevk. Yaşadığımın bir tek şu sigaranın yaktığı ciğerlerim hatırlatıyor bana. Hayattaki son tutanağım şu elimdeki sigara. O da son nefesini verecek yakında.
Tek dostum şu kalem ile kağıt. Dertlerimi tek dinleyenler onlar. Gerçi onların da beni bırakması yakın. Dertlerimi dinlemek istiyorlar ama ben anlatamıyorum , içimi onlara dökemiyorum çünkü onları dertlendirmekten korkuyorum. Kağıdımın kirlenmesinden, kalemimin körelmesinden korkuyorum. Onlar beni dertlerimden kurtarabilse bile ben onları kurtaramam. Kağıdımı temizleyemem, kalemimi açamam. Kadim dostlarıma yardım edemem ben.
Huzuru bir şişe birada buldum. Daha doğrusu biranın yarısında. Tam sarhoş olmadan önceki o yudumda buldum huzurumu. O yudumu alsam sarhoş olup tüm dertlerimi unutacaktım ama bir dakika durdum ve düşündüm sonra biramı kenara koydum ve yürümeye başladım. Yalpalaya yalpaya yürürken hayatın tüm acılarını gördüm. O acıların yanında mutluluklar da gördüm . Ufacık mutluluklar acıların yanında önemsiz gibi gözüküyordu ama yine de oradaydılar. Hayatta ikisinin de olduğunu görünce asıl huzuru öyle buldum ben.