Benliğime döndüğüm zamanları ayaklarımı takip ederek anlayabiliyorum. Nefes aldıkları her an anlıyorum ki vardır bir umut. Dönülmezleriyse ellerimden. Rengiyle, yapısıyla, titremesi ile belli eder illaki kendini. Bazen saçlar da katılır ellere, elektrik çarpmışa dönen sadece zihnim değildir asla.
Küçük bir ara verdim yazmaya, fark edince masadaki soğumak istemeyen çayımı. Şimdiyse burdayım. Yasladım sırtımı kitaplarımın arasına, bacaklar da birbirine geçmeli cinsten. Ya üşengeçlikten ya da söylenme isteğimin gelişindendir ki süzmedim çayımı, gül tomurcukları ve çeşitli yapraklar dilimi yokluyorlar zaman zaman. Bir kereden sonra da bir daha bırakasım gelmiyor taneleri, belki alışkanlığa belki de hoşlanmaya dönüşüyor durum kendi kendine ya da benim etkimle. Süzmeme olayından bahsetme zevkini bana bahşeden bu içeceğe ve tüm katkıda bulunanlara sevgilerimi ve saygılarımı sunarım.
Doğru bildin, vardır ufak bir muhabbetimiz kendisiyle. İçilmeye hazır olduğunda pek bir mağrur, bir o kadar da sevecen. Asıl hünerleriniyse damağımda göstermeyi tercih eder, beğenilmek ister. Mesela fazla sıcaksa eğer, içilmeye uygun görmüyorsa kendini, asker yapraklar kendilerini bardağın içine rastgele yapıştırarak sıvının gelişini yavaşlatmayı hedeflerler. Çünkü bilirler ki çayı daha temkinli ve yavaş içirmenin tek yolu budur, bu imtinalı hamle sonrası dilinden beynine akacak okkalı küfrün ihtimali azalır. Taneciklerden kaçma savaşının kazananını kendisi olarak gören insan evladı sadece ona dayatılanı yapmıştır, hiç fark etmez durumu. Her zaman aynı değildir tabii, farklı ruh hallerine bürünürler onlar da senin benim kadar olmasa da. Kupanın veya lavabonun dibinde tek başına kaldıklarında çok sinirlenirler örneğin. Bağrışmaları duyulur bazen, eğer şanslıysanız yan evdeki çay taneleriyle düetine denk gelebilirsiniz. Sonu zaten çöp olan tek kullanımlık materyalleri öylece bekletirseniz umutlanabilirler. Sadece seni beni üzmez gereksiz umutlar. Çöp kovasını boyladıklarındaysa huzura erişirler sonunda. Bazıları için kara toprak leş bir çöp kovasından ibaret olabilir, yargılamayalım.
Kahve çekirdeklerinin kıskançlık çığırtılarını duyar gibi oldum. Şimdilik veda vakti, ayaklar ve ellerle gül tomurcukları ne mi alaka ? Evet haklısın, öğle uykumu almayınca saçmaladım biraz.