nihayet nihavend değil hiç
-longa ya de “lounj”
burası bir dere başı, sonu başından belli
aç parantez, nerede okuduğunun önemi yok
burasının neresi olduğundan bize ne
kapa parantez, zaten hep “bura”larda duraklanırız
buralarda hiç nihai bir aşk yoktur.
buralar bi’ yerlerdir, hiç varmayız
buralıyızdır yani evvelden.
canlı bir bomba infilak eder,
maazallah yeryüzü yoktur
blues but the blues,
do majörden şarkılar yoktur
sen onu bunu boş ver
latte mi içersin ziftimin pekini mi?
aç mı geldin pizza yer misin?
biraz mantarım var istersen kalk yap,
kahveyi ben kaynatırım aramızı sen oynat.
kalbimin ritmini al,
sol “demented”
funk bu günlerde çok modadır güzelim, sallandır
savur saçlarını, bilirsin özgürlük emek ister
kirayı ödeyebilmek lazım, e biraz metelik ister
sana öylece silahsız bakmak ise ekseriyetle bir salaklık
unuttum sözlerini, mermilerini ve peygamberlerini
kahvelere 4 dakika demlenme dedi doktor
4 kere öp, bizi demle
boşver sen mantarı şimdi,
şarapta bile yokken güzel.
sağ sol da karıştırma,
siyasi iklimden karasal dönelim.
gerek yok kadehlere bi’ tane yeter,
yanıma uzansana, başlasın funky krizi.