Sevgili siz,
Dile tutunabildiğinde erimeye başlayıp kana karışan o beyaz taneciklerden biriyim, bir garip ferdiyim bir şeker kavanozunun. Lakin pek dibindeyim.tez gerçekleşmeyecek tatlandırışım bir ağzı. Yağmur görüp de ıslanmış bir kağıdın tütünüyüm, sarılmış. Bir ot kalabalığıyım, çakmağın alevine maruz kalmasıyla tutuşamayacak olan. Demirden baklalarının birbirlerine kenetlenişleri pek zayıflamış olan bir salıncağım, birilerini taşıması tehlikeli bulunan.
Bellidir ki, ruhum bir rendeden geçirilerek dünya’ya dahil edilmiş sevgili siz. Binbir parçaya ayrılmış da sepelenmiş yaradılışım herbir şeyin üzerine. Parçalanışımın doğurduğu zerrelerimin biri de sizin papatyalı yeşil elbisenizin eteklerinde. Diğer tüm her şeyde yetersizlik hissiyle sınanışım.. sizde ise dans etmek şerefine nail oluşum. Size sıçramış bulunuşum sevgili siz, ne büyük lütuf.