ikiz paradokslarla bağladığım bileklerimi

şermin’in kanı süslerdi

kanları sayardım ben her gün

büktüğüm bileklerim öpüşürdü dünyayla

bu yüzden kendime katlanışım sonsuz asimetrikti

şermin’e rağmen asimetrikti

bölünememeye alışık değiliz diyorsun

ama denge siyasetini bırakalım şermin

çoktan daha sert olan çoğullaşmak

vurucu bir ses artık kulağımda volta atan

 

99 kışında şermin’i

sakladığımı sandığım sandık

sarkastik sarılmalarla satılıyor

beni vuruyorlar mezatta çekiç diye

her seferinde

yıkayarak ipe dizdiğim kurşunlar

domino taşı etkisiyle beni yıkıyor

arınıyorum

tüm hikayeler arınmayla son buluyor

ama bu başlangıç

anne ben yine kriz yöneteceğim

şermin’i örnek verme bana

ben bir şahinim rüyamda gördüm

ölmeye de yatkın değilim özür dilerim

doğamızda var fakat doğamız yok

bu yüzden her gece yatmadan

sandalyeleri birleştiriyorum ölüme sığabilmek için

 

sıcak renkleri soğutan mezar taşı

geldiğime memnun oluyor şermin

selam şermin

yankılansın istiyorum sesim

selam şermin

ağaçlara çarpsın

selam şermin

aynalara çarpsın

şermin selam dedim

bana çarpsın

çarpsın ve ayağımı yerden kessin

yer olayım

 

toprağı selamlayarak uzaklaşıyorum kendimden.

 

selam eftelya

boşlukta yankı arama.