saatlerin -sayıca- kalabalıklaştığı sıralarda
bir kuşun ötüşü ve gece çiçeklerinin kokusu
titrek titrek ağlayışı şu komşumun robotunun
uyutmuyordu
hiç
uyutmadı
(hep böyledir sorgularım
uykusuz halimle,
uyumuş haliminin iç içe geçmiş girişik düşüncelerini)
uyutmayan robotun ağlayışı odamdaki ayışığı süzülümünü kapatıyordu
gittikçe yükselen tiz bir ses
nasıl uyuyordu insanlar
bilmiyorum
ertesi günlerde dert yanmak doktoruma
biraz zor
her şey biraz da robot bu günlerde
yalnızlıkça kalabalık odamdan ağışan
latin ezgilerinden, doyurulmamış -aç- ruhlardan
terk edilmiş kitaplardan -hani vergiyle satılanlar-
kalıplaşmış katı şiirlerden sonra
daha çok “ahiret inancı olmayanların her türlü suçu işleme potansiyeli vardır” diyenlerin dinlenmesinden de sonra
tüm umudumu ikinci yarım asra yükledikten sonra
ben ve benim bir yapay zekayla bütünleşmesi -birler ve sıfırlar-
android yazılımlarla,
henüz robotikleşmeden
hâlâ insanken
<<“acaba” deyip başladığım, devamı ne olursa olsun uykusuz kaldığım>>
kendimle konuşmalarımdan biri de şöyle biter:
“yanisi şudur ki,
yirmibirinci asrın ikinci yarısına
yani
yapaylaşan
-genelde polimer malzemelerden yaratılmış- materyalist dünyaya
duygulu bir-ilk seslenişimdir:
-ilk çeyrekten sevgiler!”