eklektik manifestolarınıza şerh ve ters

düşmek babında, diyalektik bir kaza

 

biraz deleuze biraz derrida

 

koku: esrar/sigara/afyon 

kokan: parkam/parmakuçlarım/buşiir

entelijansiyanın atölyeden çıkma mermileri

vuruyor kapitalizmi bak! eflatun, tak

kuzguni, tak, mavi, tak, mor, tak

ve ne demiş nazım trak tiki tak!

 

sine qua non, fransızca, osmanlıca

ve birkaç kelime rusça.

bittabi perada, eski bir rum apartmanında

-fransız balkon, türkçe küfürler-

yalnızlık janrını kuşanmış adamın
-cinsel ilişki karşılığında vermeseydi

babası cezayirde 13 yaşlarında bir çocuğa-

taşıyacağı saatin kinetikenerjiyiartıktaşıyamayan zembereği

gibi tasvir, ve neden olmasın tekrir,

sine qua non. tııırrraaaak!

 

fütüristik uzama retorik tenkitlere

merci beaucoup, ben sanata giyonitimi

evde yedim de geldim

transandantali ararken (ont+epistem) x (olojik) kuyulara

yusuf oldum düştüm de geldim

mamafih, ne olur devam etme

biliyorum postmodernizm çok boktan ama

ben zaten foucault sarkacına tutundum da geldim.

 

aritmetik, ha sentetik a priori ha analitik

sonuç olarak ne demiş kant

‘’tanrı hiç olmazsa şiirlerde yaşar

şiirlerde sürer isa havarilerini,

yahudiler onu göğe harflerle çakar’’

yahut dememiş de ben uydurmuşum

post-truth, post-post, ve bilmem-kaçıncı-yeni


anarşist gramer, determinizmden ne haber