Bulamaz
son yürüdüğün yolu ve tekrar
geriye doğru bir hamle yap
dizlerinin önünde bulundurarak rüyayı
ileri doğru çekilmek
Sağ dizinin çaprazlama direğine geçen travma
son bir kez düşünür gibi
hareketin
sana ayak uydurmasına
bağlı bir fragmanı sonlandırmalı mıydı
insan
Gel gelelim uzun zamandır
söylenen bir dert var
tam şurada bir yerde
Her şeyi bıraksam diye düşünüp
Çıktığın yolun üzerine çıkmıştır düşünce
Her şeyi değilse bile bazı şeyleri bırakıyorum artık
Mesela
Az önce şuraya biraz öfkeyi
Diğer tarafa inancı
Masanın üstüne sevgiyi
Vestiyere utancı
Mutfak tezgahına anıları
Bıraktım
Ama umut
Onu bırakamadım bir türlü
Sülfürik bir metotla
kaynayan
erimiş
kritik
bir cesetten daha yüksek
Çok daha yüksek
bir mezartaşına şekillendi umut
Oysa iyi bir şey olması gerekiyordu
öyle öğrendim ben
Ya da umut diye
bildiğimiz farklı bir şey miydi
Anlamını farklı bildiğimiz bir şey mi
Yoksa gerçekten hiç çıkmadı mıydı
Pandora’nın kutusundan
Bilmiyorum
Balkona biraz belirsizlik koydum
Kedilere mama kattım
Su içmeyi pek ihmal etmez oldum
Depresyona karşı büyük savaşlar açtım
Çıkara bildiğim kadar çıkardım
Çıkara bildiğim kadar
Duygu çıkarttım içimden
Çıplak kaldım diye demiyorum
ama öyle yazmak gerekiyor evin içinde
Çıkaramadığın umudu öldürmek
Kelimeyi anlamından edebilmek için utancı unutmak
Şiir yazabilmek için unutmayı unutmak falan gerekebilir
Kağıttan gemiler yapmayı senden öğrendim
Bileklerime bulaşan kağıt kesikleriyle
Kükürtlü alevlerin içinden
Yanmış odun kokusundan
çıktım geldim
-Haa. evet.
Biraz Hamlet bulaştı kozmik biçimlerle
Beynimin epifiz bezine
Biliyor musun Descartes’a göre
İnsan ruhu
yahut bilinci
ne dersen nasıl dersen artık
epifiz bezindeymiş
yeni öğrendim
Sonra birkaç
Latince terim öğrendim
Mesela
Res extansa
ya da
Res necessaria
gibi
Tabii bunlar çok edilgen kalıyor
sana biraz etken gerekir
Vita, Esperanza Vita!
Bunu içten söylemiş olsaydım
Çok büyük bir yalan söylemiş olurdum
Hayatındaki yerim çok boş bir res extansa
Biliyorum anlamıyorsun söylediklerimi
Belki sana gerçekci gelmiyor
Belki hiç okumazsın yazdıklarımı
Pek okunduğum da yok zaten
Çoğu zaman görünmez kılındığım doğrudur
Bu yüzden içim rahat
Böyle iyi
Ve dert böyledir
Ve dert şöyledir
Vert More
Kağıttan gemiler yapmayı
senden öğrendim ben
Sonra
seni düşündükçe unuttum
Kağıdı aldım
uğraştım
Uğraştım
Çok fazla uğraştım yapamadım
Yapamayınca da
En iyi bildiğimi yaptım
Oturdum şiir yazdım
Yanlış kesikler attım parmaklarıma
O kesiklerden gemiler yaktım sonunda
Kim bilir
belki bir gün baştan öğretirsin
Yoo, Hayır
Bu umut değil endişelenme
Belki
Sarhoşken çizdiğim kedinin
cümle tabanlı nesnesi olabilir
İçinden biraz sen vardın
o kedinin hatırla
Her dilin kendi mitolojisi vardır
Şimdi basit bir örnekle anlatacağım sana
kökenlerini hatırlamadan
ya da hangi dilde olduklarını bilmeden
iki kelimeyi birleştirdim
yeni bir kelime edindim
grameri çözümleme aşamasında olsa da
ortaya böyle bir şey çıktı
Epistopers
Ona yeni bir anlam verdim
Yeni bir Tanrımız oldu artık
Şaka şaka
Bundan bin yıl sonra ciddiye alıp
(o zamana kadar kalırsa)
inanırlar falan boşver
Anlamı ışık olsun
kimse ondan hızlı değildir
Kütlesi olan hiçbir cisim onun hızına yaklaşamaz
kısa bir ek olarakta
kağıttan gemilerinle
okumadığın şiirlerimle
kabul edemediğin varlığımı da almış olarak
içinden sen geçmiş ol
– Faruk Mert