Zamanı olduğu gibi duymamaktı sorun

Deşilen karından yayılan ısıya

Üç boğumun sarı-sıcak isyan etmesiydi

Plakların cızırtısını anı defteri yapan çocuğun

Küçük kara balıktan elde ettiği vicdanı ve

Yaltaklanmalara inat palazlanan dost iradesiyle

Salıncak ve kaydırakların orta yerinde delik-deşik serilmesiydi

Kan kokan park ve istifrağ

Ve alçak oyunlar alçak ideoloji

Evet sorun tam olarak böyleydi

 

Protestoya devinen gövdemi yollara düşmeden önce tut

Ellerimin üstünde gezdir telaşe parmaklarını

Soğuktan çatlamış gergin yanağıma

Sözlerimle çatlamış öfke-kırmızı dudağıma öpücüğünü kondur

sonra da bırak beni artık duramam

Kapıdan hışımla çıkan bir adımım

İki adımı on adımı yüz adımı bulur

Toplarım öfke-kırmıızı dudaklı gençleri

Sloganları parlatır geçilen kaldırımlar, bulvarlar

Adımların göğsünde peydahlanan inanç.

Ama bu uğultu ? Nedir bu uğultu ?

Evlerden mi gelmektedir bu uğultu ?

Balkonların bahçelerin homurtusu

Sakın düşündüğüm şey olmasın ?

Yoksa sokaklar da mı bizi dinliyor ?

Yoksa tarihe davet edilen mi geliyor bunca zaman sonra ?

Arkasında birikmiş eylemsizlik tortusu

Yıldırım gibi mi iniyor merdivenleri memur ?

Kolumuza mı giriyor doktor, öğretmen, insanokur ?

Öfke önce şok ve sevinci doğuruyor

Sonra küllerinden daha da mı güçlü doğuyor ?

O zaman kan yerde kalmayacak

O zaman şimdi marş sırasıdır

Adaleti çağıran coşkulu dizeler

Birleştirir hırçın gönüllerin arasını

 

Ey birlikten korkan tüm sefiller!

Biz artık tam bir bütünüz

Hiç olmadığımız kadar da güçlüyüz

Demektir ki kan kokmayacak artık parklar

Kitlelerin uğultusunun kudreti

Baştan başa saracak dünyayı

Kararlı adımların

Haklı adımların sonsuz akışının altında

Zaman duyumsanacak.