zamanın ilerlediğini yalnızca nehrin ritminden anlayacağım. tohumlarımızın üstündeyim ve yukarı bakıyorum. tanımadığım bir sürü insanla birlikte mutlak olanı dinliyoruz, sessizlik. herkes birbirine bakıyor ama kimse kimseyi umursamıyor. soğuğu ağzımın içinde hissediyorum, sadece parmaklarım sıcak. beni kaldırıyorlar ve içlerinden birisi “bak” yalnızca. ardından beni şiddetle sallıyorlar. hiçbir şey göründüğü gibi değildir, sallanırken ismini unuttuğum cisimler bana her an farklı bir görüntü veriyorlar. öz karşımızdadır ve içimizdedir, çünkü hepimiz biriz. nehrin etrafında dans ediyoruz ve hiçbir amacımız yok. hareket ediyoruz, ama bir yere varmak için değil. içsel yolculuğumu dış dünyaya bu denli anlamlı ve açık verecek daha anlamsız bir varlık bulamazdım, dans ediyorum. ismini bilmediğim bir gezegen üstünde kayık çekiyoruz ve hiçbir şey hissetmiyorum. gözüm yalnızca boşluğa ve onun müziğine takılı, o boşluğa senin ismini veriyorum. sanırım buradaki herkeste senden bir parça var. ve işte o an geliyor.
.
çevredeki sarıların ardında seni görebiliyorum
.
kahve ve pembe kokuyorsun
.
elinle boşluğu işaret ediyor ve konuşuyorsun
.
dediğin tek bir kelimeyi anlamıyorum
.
sanırım bu yüzden seni seviyorum
.
.
karşılıklı sigara içiyoruz
.
sen bir şey demiyorsun, ben de demiyorum
.
sessizce toza dönüşüp uçuyorsun
.
ve ben de yanımdaki ağaca bakıyorum
.
diyorum, keşke bir ağaç soyucusu olsaydım
.
.
her ağaç farklı görünür
.
ama tek değişen iklim şartları ve yaşlarıdır
.
hepsinin içinde aynı çizgiler var.

(resim: henri matisse, müzik)