Uyumaya devam etmek için çok sıcak bir güne uyandım. Uyandığımda yatakta öylece yatmaya devam ettim çünkü kalkmak için çok sıcaktı. Sıcağa daha fazla dayanamayınca yataktan kalktım ve biraz serinlemek için kendimi duşa attım. Serin su kafamdan aşağı akarken herkesin duşta düşündüğü saçma düşünceler aklıma doluştu. Yeterince serinledikten sonra duştan çıktım ve evimin her noktası ıslanmasın diye kurulandım. Kurulandıktan sonra evimde sıcağa karşı olan savaşta etkili olan tek aletin yani pervanemin önündeki koltuğuma kuruldum ve kitabımı okumaya başladım. Canım çay içmek istiyordu ama hava herhangi bir şey içmek için fazla sıcaktı. Çaysız bir şekilde kitabımı okumaya devam ettim. Bölümü bitirince kitabımı kapattım ve düşüncelere daldım. Bu hayatın ne kadar anlamsız olduğuyla ilgili düşüncelerle doldu aklım. Öyleydi de benim burada bir pervanenin önünde oturmamın hiçbir anlamı yoktu. Evren, benim ya da başka birinin ne yaptığını umursamıyordu. Bu düşünceleri aklımdan çıkaran şey karnımın guruldaması oldu. Dışarı çıkıp taze gevrek almaya karar verdim. Koltuğumdan kalkarken, başımı beni sıcaktan korumak için tüm hızıyla dönen pervaneye yaklaştırdım ve çıkarabildiğim en garip sesleri çıkarıp dönen pervaneden geçerken sesimin nasıl değiştiğine güldüm. Hayat anlamsız olabilirdi ama hala eğlenceliydi.