Dünyanın sonu hakkında düşünmek eylemi.

Başlı başına düşünmek bitkinleştirirken

Dünyanın sonu isimli kaç kat çıktık!

terk ettiğimiz,

Odaları göz olarak adlandırılan barınakların üzerine

Kat, kat 

Düşünceler çıkılıyor 

Ve her şey bir yana, yorgunken daha iyi çalışan işçiler var.  

Onlarca ‘tık tık’ sesinden çalışmak için seçileni yankılanıyor burada. 

Aynalardaki varoluş kimin?

Dirsekten aşağısı, eller, parmaklar uzun yahut kısa nasıl uzayıp arştaki ağaçların köküne kavuşuyor? 

Kaçak katlarda açık seçik gözüküyor işte 

Kapı yorgunluk anahtarı ile açılırken 

Her şey uzatılmaya meyilli. 

Hayır, hayır

Benim değil bu gözler, feri gitmiş, ölü balık

Dudaklarımda minimal haritalar görüyorum,

Yatmalıyım, ki kendimi göremeyeyim

Şimdi kafamı yastığa koysam 

Tavanda asılı kalıyorum ya da kat kat dibe batıyorum. 

Neresi olduğu önemli değil, 

Dinlenemiyorum, dinleyemiyorum,

Kendimi.

Kafamın altındaki bataklık olabilir,

Yorgunluk uğultusunda düşünürken.

Gece oldu mu? 

Sızım sızım sızlayan yorgunluk,

Bataklığa dönünce yapışıyor yakama 

Düşünceyi köprü edip dünyanın sonunu soktu aklıma.

Azar azar

Dünyanın sonu geliyor 

Yorgunken 

Uykudan önce,

Uzatmalarda..

 

II

 

Yorgunken, yorgun olmak durumunu hissettiren her şey bedeni sarmışken 

Sızlayan uzuvlarını söküp atmak isterken

Takvimler taşıyorum 

Taşınma merasimlerinde kullanılan taşıma aracıyla hem de

Kolilerce takvim taşıyorum 

Zamanın akışkanlığa çaldığı yerde,

Burada zaman su ve un karışımından yapılmış

Basitçe bir hamur gibi

Bu yüzden her evde bulunur

Açlık isimli çaresizliğe çözüm olarak

Fazlasını istemekten ziyade şükür vesilesidir

Zaman burada baş ağrısı gibi çepeçevre sarıyor gözlerin ardını.

Sağlam temeli olmayan katların

Duvarlarından pas akıyor.

Hiç bir depreme benzeyen bir sarsıntı yolda

Açık saçık görünüyor kaçak katlardan.

Diken diken duvarlarındaki gözler kimin ise o görüyor, her şeyi.

Çalışan bir şeylerin sesi var,

Koli bantlamak, çivi çakmak gibi

Derinden nefes almak,

Sabrederken dudak ısırmak gibi. 

Her şeyin temelinden sıyrılıp gittiği bir yerde takvimler kollarda yük oluyor. 

Ömür, öylesine yaşamaktan daha fazla olarak; “kaliteyi” arttırmak hedefinde.

Yaşam standartları, uzman psikologlar, yüzde yüz pamuk nevresimler..

Tüccarlık ve kandırılmakla uzatmalarda bu gemi.

Özdeki saflığı söküp alınıyor bir şeylerin

Yine bir şeylere suni saflık yamanıyor.

Yavaş yavaş,

Dünyanın sonu geliyor,

Uzatmalarda..