Değirmenler terse dönerse zamanda geriye gitme şansımız var mıdır Madam Perry?
Sizi böyle sorularla meşgul ediyorum,
Bakmayın bir türlü örtemediğim şu kusurlarıma.
Geçmişi geçmişte bırakayım derken, kalbimi de orada unutmuşum,
Ondandır eskiye olan bu bağımlılığım, affola!
Fa diyez minör bir akor basılınca kilisenin orgunda,
Yaşlı zangoç ancak bir sigara yakabilir.
Siz Madam, hala dua ediyorsunuz ruhu kötülükle yoğrulanlara.
Tanrı mesela, sabah kahvaltısının hemen ardından uzatır ayaklarını, siz ve sizin gibileri düşünüp mutlu olur uzaklardan.
En büyük hatasıdır şairlerin,
Tanrıyı koymak bir insan kılığına.
Akşamüstü çayını içen tanrı kızmaz,
Yaşayanların dünyasında ise birtakım insanlar şairleri yakarlar otel odalarında.
Ah Madam!
Çocukluğuma geri dönüp kendimi kıyafet dolabınızda saklanırken bulmayı düşlemekteyim.
Bazen bir çocuk için bile hayat çok yorucu olabilir,
Bazen bir çocuk hayata kafa tutabilir.
Hayallerinin üstüne apartmanlar dikilmiş kuşlardan olmak istemiyorum.
Verandada onunla oturup mısır ayıklıyor olmayı dilerdim hayattan.
Ah Madam Perry!
Giderken elime uzanmıştı elleri.
Keşke hiç tutmasaydım da,
Sabah kalkan ilk vapurda uyuklarken kavuşsalardı birbirlerine,
Bir türlü hoşça kalamadığım o veda töreni yerine.
Şimdiyse akıp giden zamanın yorduğu sonbahardan kalmış bir yaprak gibi oradan oraya süzülüyorum.
Biliyorum bir gün dönecek değirmenler tersine,
Tanrı bizlere unutulmuş kalpler dükkânından bir kalp daha bahşedecek.
Ve biliyorum ki, kilisede yaktığınız mum sönmeden Madam,
Gidenler geri gelecek.