Boynum kırılıyordu
Kız kardeşimin kan kan dolu ağzına bakarken
Ellerini açıp avuçlarımı
Zemin eyledim,
Başımı mesh ettiğim kanı işte böyle biriktirdim.
Şimdiyse,
Dilime değen suyla yüzümü sünger ilan edecek kadar
Buradayım.
Musluğun ağzına sıkı sıkıya dokunmuş elekler
Yerleştirsem de
Doğrusal olarak ilerleyeceğim.
Kendime verdiğim her söz için bir kirpiğimi koparacağım
Ve tutmadığım her söz için
Bir dilek tutacağım
Alt mı?
Üst mü?
Uçar mı?
Uçmaz mı?
Dağınık odamdan her gün hayıflanacağım
Kötü kokularla uyanmak tercihim değil, mecburiyetim olacak
Baldırımda bıçaklarla yürüdüğümü
Ancak
Dar geçitlerde anlayacağım.
Şayet geçitlerin sonunda aynayı görürsem;
Tomaların altından bulup sahiplendiğim gözlerime bakacağım
Çocukların ağzından topladığım bu tırnaklarla
Derimi kazımayacağım.
Henüz,
O kadar güçlü değiller
Budanmış ağaç dallarını parmak niyetine
Sadece,
Naif hareketler için kullanacağım.
Bedenimde her şey pamuk ipliği
Şaşırmak için gözlerimi açamam
Yuvalarından fırlar!
Yere uzanıp toplayamam,
Sağanak yağışlarda kafamı göğe kaldıramam
Ve tek bir damla suyla
Matlığında inatçı dişlerimi parlatamam.
Zira,
Akan suyu ısırma hayaliyle yaşıyorum.
Şimdi deniz sandığım bir birikintide
Yüzükoyun vaziyetteyim
Ağız dolusu, ağzımdan da dolusu
Su çiğnemekteyim.