Alnımın rüzgârıyla büyüyor bir şehir
Gözlüğümün camlarını sana emanet edebilir miyim Allah’ım?
Yalanlarla örülmüş cümlelerin ek fiili olmuyor
Gözümü açtım, ışığı kaldırabiliriz dünyadan.

Taşların ve suyun rahminden geçtim
Taşların ve suyun rabbine yemin olsun ki:
” Ki ” ayrı ben içimde duran dünyaya bitişik.
Kanımda birikmiş ihtimallere aldırma
Bir nebze Orta Doğu burası
Kılıçlar aşktan önce çekilir burada.

Karanlığın bir teni var bazen bir etek boyu
Kadınların bir kısmı kefenle tanışır gelinlikten önce
Bir kısmı katillerine aşık olur bu sınırlarda.
Hem aramızda kalsın ve bir daha sorma
Bazı kavuşmalar için ihtiyaç duyuluyor
Bir başka dünyanın varlığına.

Hem ben seni sevsem bu seni ve kimseyi ilgilendirmeyecek
Biliyorum herkesin içinde bir aptallık
Hepimizin yüzünde bir ihanet izi.

Uzundur, kendime bir mektup yazıyorum
Her yaşımda bir cümle ekliyorum zamana
Bir roman yazmaya başlamıştım
Yaşım yirmiydi o zamanlar.
Bazı anlar içim sıkılıyor / her şey yalın
Otuz yaşa çok var
Bazı anlara kırk yaş bile erken kalır.

Alnımın rüzgârıyla büyüyor bir şehir
İçim içime sığmaz diyorum
İçim içime sığmıyor.

 

Yakup Diker