derin boşluğa
açılan, asırlık kapılar gibiydi gözlerin.
çokça sözü edilen şu paralel evrenlere bir yol varsa, ben biliyordum..
senin gözlerindeydi.
bakan görürdü, buna hiç şüphe yok. ama kim, neden senin bu güzellikte salındığın
gerçeklik dururken bir başkasını hayal ederdi, bilmiyorum.
ipe sapa gelmez küstahlıktır bu. yine de onu arayanlar senin gözlerini bulacak ve
işte o sırada;
olasılıkların ifade ettiği güzellikleri hesaplamaktan gerçekliğin kendisini ıskalayan,
yahut ihtimaller dahilinde olabilecek her yeni yaşam formuna tecavüz etmek
isteyebilecek ne kadar ilkel yaratık varsa alayının köküne kibrit suyu dökmem
gerekecekti!
belki ne büyük dandiklik olduğunu anlayacaklardı olası paralel evren
hesaplamalarının.
istemiyordum yine de.
o insanlar bir yerlerde solucanların deliklerine rahatsızlık vermeye devam etsin.
sen de kapat gözlerini, otur benimle gecenin kör saatlerinde.
bir.. iki tek atalım.
dur hemen bozulma öyle, sarhoşluğun kollarına senin kollarından önce
düşmeyeyim istiyorum sadece.
derken… olanlar oldu. uyandım, eski bir avluda. küçük renkli saksılarla bezenmiş
onlarca pencere vardı etrafımda ve tek bir renk gözümü almıyordu. kendime
geldiğimde anladım ki yine apansız ve sensizdim.
ixi
paris notları – paralel gözler
17 Aralık 2015
-Derya Petkov